ALİ ERBAŞ

İl Müftüleri, Diyanet hizmetlerinin geleceğini istişare edecek

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, "İslam'ın inanca, bilgiye, bilince ve güzel ahlaka dayalı hayat tasavvuru, bütün insanlık için kurtuluş reçetesi olacaktır." dedi.

Abone Ol

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ankara'da düzenlenen 44. İl Müftüleri İstişare Toplantısı'nın açılışında yaptığı konuşmada, 3 gün sürecek toplantının hayırlı olmasını temenni etti.

Dünyanın, uzun zamandır güçlünün zayıfı ezdiği, kan donduran görüntülerin yürekleri parçaladığı bir süreçten geçtiğini ifade eden Başkan Erbaş, insan onurunu, hukukunu hatta hayat hakkını hiçe sayan anlayış tarafından toplumların ve ülkelerin, karanlık bir girdaba sürüklendiğini belirtti.

Prof. Dr. Erbaş, emperyalist emellerle zulüm ve şiddetin körüklenerek yeryüzünün, masumlar için zindana dönüştürüldüğünü anlatarak, "Küresel ırkçı emperyalizm, sadece belli bir kesimin çıkarları üzerine inşa ettiği hükümranlığını devam ettirebilmek adına bütün insani değerleri adeta ayaklar altına almaktadır. Bu sebeple, nice mazlum diyarlar adaletsizlik, merhametsizlik, ayrımcılık, açlık, yoksulluk gibi sorunların cenderesinde hayatta kalma mücadelesi vermektedir." diye konuştu.

Nice masum beldelerin, tarihte eşine ender rastlanan vahşetlere, katliamlara, soykırımlara sahne olduğuna işaret eden Başkan Erbaş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Filistin'i görüyoruz, Gazze'yi görüyoruz. Suriye'nin son durumunda zalimlerin yapmış oldukları o zulümlerin hangi aşamalara çıkmış olduğunu, zulmün boyutunun ne kadar yükselmiş olduğunu görüyoruz. İşgalci Siyonist katillerin tüm dünyanın gözleri önünde fütursuzca işlediği cinayetler ve uyguladıkları soykırım, insanlığın merhametten ne kadar uzaklaştığını, nasıl kurak bir iklimden ve karanlık bir çağdan geçtiğini açık bir şekilde göstermektedir.

- "İnsanlığın en büyük sorunu, varoluşun hikmetini kaybetmesidir"

Bugün insanlığın en büyük sorunu, varoluşun hikmetini kaybetmesidir, hayatın anlamının unutulmasıdır. Bilginin, bilimin ve teknolojinin zihinleri işgal etme, toplumları ifsat etme ve toprakları istila etme aracı haline getirilmiş olmasıdır. İnsanlığın en temel ihtiyacı olan güven, adalet ve merhametten uzaklaşmış olmasıdır."

- "İnsanlık tam anlamıyla bir ahlak ve medeniyet krizi yaşamaktadır"

Başkan Erbaş, bu çağın, bilim, teknik ve zenginlik bakımından elde edilen devasa imkanlara rağmen insani, vicdani ve manevi açıdan derin krizlere sahne olduğuna dikkati çekti.

İnsanlığın, tam anlamıyla bir ahlak ve medeniyet krizi yaşadığını belirten Erbaş, "Önemle ifade etmeliyim ki son birkaç asırdır yaşanan sorunlardan en fazla Müslümanlar etkilense de gelinen noktada bütün dünyayı kuşatan bu kaotik atmosfer bütün insanlığı bunaltmış durumdadır. Müreffeh olduğu söylenen toplumlar bile dünyanın mevcut gidişatından endişe duymaktadır." ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, yıllardır devam eden savaş, işgal, göç gibi sorunlar ve sosyal, kültürel, siyasi, iktisadi krizlerin, dünyada yeni bir dönemin kapılarını zorladığı değerlendirmesinde bulundu.

Yüz yılı aşkın bir süredir dünyaya egemen olan zihniyetin insanlık için güzel bir gelecek vaat etmediğinin ortada olduğunu söyleyen Erbaş, sözlerine şöyle devam etti:

"Dolayısıyla bugün dünya büyük bir değişim sürecinin sancılarını yaşamaktadır. Böyle bir vasatta adalet, merhamet, barış ve itidal zemininde ortaya konacak bir hayat tasavvuru bütün dünyada karşılık bulacaktır.

Bu sebeple, çağın sorunlarına İslam düşüncesinden çözümler üreterek, İslam'ın varlık ve hayat anlayışını insanlıkla buluşturacak çalışmalar yapılması önem arz etmektedir. İslam'ın inanca, bilgiye, bilince ve güzel ahlaka dayalı hayat tasavvuru, bütün insanlık için kurtuluş reçetesi olacaktır. 14 asır önce insanlık, İslam'ın hayat veren ilkelerine ne kadar muhtaç idiyse, günümüzde ondan daha fazla muhtaçtır. Bu ihtiyaç kıyamete kadar devam edecektir. Çünkü hak-batıl mücadelesi, iyilerin kötülerle imtihanı kıyamete kadar sürecektir."

Bunun için Müslümanların, öncelikle "ezilmişlik" duygusundan sıyrılarak cesaret ve özgüvenle imkanlarını seferber etmesi gerektiği görüşünü aktaran Başkan Erbaş, "Anlamsız tartışmaları terk ederek vahdet bilinciyle güçlü politikalar üretmesi gerekir. Fitne ve tefrika tuzaklarını boşa çıkartarak tüm insanlığa bir inşirah kapısı açması gerekir Müslümanların. Aksi halde, başta İslam beldeleri olmak üzere tüm mazlum coğrafyalar daha çok sıkıntı çekecek ve akıl almaz insanlık dışı muamelelere maruz kalmaya devam edecektir. İnsanlık, emperyalizmin küresel ifsat politikaları altında ezilmeye mahkum olacaktır." dedi.

- "Omuzlarımızdaki bu asil görevin sorumluluğuyla hareket etmek zorundayız"

Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığına önemli görevler düştüğünün bilincinde olduklarını vurgulayarak, 81 ilin manevi rehberleri, manevi mimarları, peygamber varisleri olarak öncelikle bu vazifenin kendilerinin ve müftülerin olduğunu bildirdi.

Toplumun manevi rehberliğini üstlenen müftülere, hocalara, bütün Diyanet Teşkilatı mensuplarına çok büyük görevler düştüğünü aktaran Başkan Erbaş, şunları kaydetti:

"Diyanet İşleri Başkanlığı mensupları olarak omuzlarımızdaki bu asil görevin sorumluluğuyla hareket etmek zorundayız. İslam'ın vahdet mefkuresini gerçekleştirmek için gece-gündüz demeden var gücümüzle çalışmak zorundayız. Bütün gayretimizi kendi inanç ve medeniyet değerlerimiz ekseninde aydınlık bir gelecek inşası için teksif etmek zorundayız. Nesillerimizi ve tüm insanlığı İslam'ın hayat veren hakikatleriyle buluşturmak adına yaptığımız faaliyetleri, hizmetleri ve çalışmaları daha sistemli, daha düzenli ve daha organize bir hale getirmek durumundayız."

- "Diyanet İşleri Başkanlığımız bu konu üzerinde hassasiyetle durmakta"

Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı olarak toplumla, zamanla, mekanla olan ilişkilerini, çağın gerçekliklerini dikkate alan bir yaklaşımla yeniden şekillendirmek zorunda olduklarını dile getirdi.

Hizmetleri, çağın gerçekliklerini dikkate alan bir yaklaşımla her geçen gün daha ileri noktaya taşımanın mücadelesini verdiklerini ifade eden Erbaş, bu amaçla kapsamlı projeler hazırladıklarını, sempozyumlar, kongreler, konferanslar, seminerler, çalıştaylar yaparak hizmet perspektifini çağın imkan ve risklerini dikkate alan bir yaklaşımla sürekli güncellediklerini söyledi.

Erbaş, camileri, kardeşlik ve paylaşmanın en güçlü imkanı ve mektebi olarak hayatın merkezine yerleştirmeye yönelik çalışmaların devam edeceğini bildirerek, projeler, hutbe, vaaz ve yayınlarla aileyi korumaya ve güçlendirmeye yönelik çalışmalar yaptıklarını aktardı.

7. Din Şurası'nı 26-28 Kasım'da, "Dijital Dünyada Diyanet Hizmetleri" temasıyla gerçekleştirdiklerini hatırlatan Erbaş, 328 bilim insanının katılımıyla konuyu üç gün boyunca detaylarıyla çalıştıklarını, 30 maddelik kararı kamuoyuyla paylaştıklarını bildirdi.

Başkan Erbaş, bugün başlayan toplantıda, değişen dünyada Diyanet hizmetlerinin geleceğini konuşacaklarını kaydetti.