#KEŞFET

Aliya İzzetbegoviç'in tarihe geçenler sözleri

Bosna-Hersek Cumhurbaşkan Boşnak siyasetçi, avukat, İslam filozofu Aliya İzzetbegoviç'in tarihe geçen muhteşem tespitleri ve sözleri.

Abone Ol

Boşnak-Sırp savaşında ülkesinin bağımsızlığı için mücadelenin sembolü, Bosna'nın efsane Cumhurbaşkanı Bilge Kral Aliya İzzetbegoviç, tecrubelerinden süzülen fikirleriyle İslam’a dair okuyanların ve dinleyenlerin kalplerinde büyük izler bıraktı.

Yaşamı boyunca adalet ve özgürlük için mücadele vermiş ve insani değerlerden ödün vermemiş değerli bir şahsiyet olan Aliya'nın tarihe geçen en güzel sözlerini sizleriçin bir araya getirdik.

İşte Aliya'nın tarihe geçen sözleri:

Ve her şey bittiğinde, hatırlayacağımız şey; düşmanlarımızın sözleri değil, dostlarımızın sessizliği olacaktır.

Biz de zalimlerden olursak, zulme karşı savaşmamızın bir anlamı kalmaz.

Biz ölüyoruz ama onlar da kazanmıyorlar.

Yeryüzünün öğretmeni olabilmek için gökyüzünün öğrencisi olmak lazım.

Kabile ve ulusun dar sınırlarından kurtulmak için kendinizi Müslüman olarak düşünmeye başlayın.

Hiç kimse intikam peşinde koşmamalı, sadece adaleti aramalıdır. Çünkü intikam sonu olmayan kötülüklerin de kapısını açar. Geçmişi unutmayın ama onunla da yaşamayın.

Bir kelimeyi hiç aklınızdan çıkarmayın: Devlet. Devletin ne kadar önemli olduğunu hepimiz idrak etmeliyiz. Devletsiz bir millet boşluğa düşer, rüzgarda savrulup gider.

Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız. Kin ve intikam peşinde koşmayacağız.

Hayat kısa sözüne hiç itibar etmedim. Çünkü yeterince uzun yaşadığımı düşünüyorum.

Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna'nın özünü de zedeliyor.

Dindarlık şehrin büyümesiyle azalır; daha doğrusu, bu azalma insana yadırgatıcı bir tarzda tesir eden şehircilik unsurlarının birikmesiyle beraber meydana gelir. Çünkü şehir ne kadar büyürse üzerindeki gök de o kadar ufalır.

İktidara gelirseniz, hal ve hareketlerinize dikkat edin. Kibirli olmayın, kendini beğenmişlik etmeyin. Size ait olmayan şeyleri alma.

Hayat inanan ve salih ameller işleyenler dışında hiç kimsenin kazanamadığı bir oyundur.

Sloganımız şu: Kendinden olanı sev, ötekine saygı göster.

İslâm korkakların değil cesur ve atılgan Müslümanların omuzlarında yükselecektir.

En kötü kombinasyon boş bir ruh ile dolu bir midedir.

Kuran ve İslam sadece hocalara bırakılmayacak kadar önemlidir.

Cami minarelerinden ve televizyon vericilerinden halka yönelen mesajlar birbirine zıt olursa ne elde edebiliriz ki?

Güç ve kanun sadece adaletin vasıtalarıdır.

Bunu hiç unutma evlat! Batı hiçbir zaman uygar olmamıştır ve bugünkü refahı; devam edegelen sömürgeciliği, döktüğü kan, akıttığı gözyaşı ve çektirdiği acılar üzerine kuruludur.

İslam en iyi ama biz, en iyiler değiliz.

Şükürler olsun ki tarihe Allah hükmediyor.

Anlayış eksikliğinden saldırganlığa sadece bir adım vardır.

Biz koyun olduğumuz için onlar kurt oldular.

İnsan, tüm ilimlerin onun hakkında söylediklerinden daha fazladır.

Bütün canlılar acı çeker fakat insan ızdıraba fikir giydirir.

Karanlığa alışmış olan köstebekler, ışığa müsamaha gösteremezler.

Bu adil bir barış olmayabilir; fakat süren bir savaştan daha iyidir.

Adaletin kendisi insanların kalplerinde mevcuttur, aksi durumda adalet yoktur.

Çok yaşadım ve çok yoruldum. Şimdi sevgilime kavuşmak istiyorum.

Bizi toprağa gömdüler fakat tohum olduğumuzu bilmiyorlardı.

Acılar ve ızdıraplar içinde doğan dinler ve devrimler rahat ve konfora gömülünce biter.

Kabile ve ulusun dar sınırlarından kurtulmak için kendinizi Müslüman olarak düşünmeye başlayın. 

Ölmeye hazır olan insanlar, ölmeye hazır olmayanlara karşı galip gelirler. 

Din hurafeleri yok etmezse, hurafeler dini yok eder.

Hukuk benim için sadece meslek değil inancım, yaşam tercihim ve hayat felsefem.

Geleceğimizi geçmişimizde aramayacağız. Kin ve intikam peşinde koşmayacağız.

Kur'an edebiyat değil, hayattır; dolayısıyla O'na bir düşünce tarzı değil, bir yaşama tarzı olarak bakılmalıdır.

Her şeye kadir olan Allah'a andolsun ki köle olmayacağız. 

Ey teslimiyet, senin adın İslam'dır! 

Nefrete nefretle cevap vermeyin. Bosna için nefret çıkmaz sokaktır. Nefret sadece bizim ruhlarımızı zedelemiyor, Bosna'nın özünü de zedeliyor.

Savaşta büyük zulme uğradınız. Zalimleri affedip affetmemekte serbestsiniz. Ne yaparsanız yapın, ama soykırımı unutmayın. Çünkü unutulan soykırım tekrarlanır.

Ben Avrupa’ya giderken kafam önümde eğik gitmiyorum. Çünkü çocuk, kadın ve ihtiyar öldürmedik. Çünkü hiçbir kutsal yere saldırmadık. Oysa onlar bunların tamamını yaptılar. Hem de Batı’nın gözü önünde; Batı medeniyeti adına.

Hayat kısa sözüne hiç itibar etmedim. Çünkü yeterince uzun yaşadığımı düşünüyorum.

Müslümanların hızla artan büyük nüfusuyla övünmemiz, bana şişmanlığıyla övünen ve aldığı yeni kilolardan haz duyan bir adamı hatırlatıyor. Ruhumuza, aklımıza ve başarılarımıza vurgu yapmaya ne zaman başlayacağız? Küçük ve kırılgan bir insanda bile insanlığa katkıda bulunabilecek büyük bir ruh bulunabilir. Gücümüz, bilimimiz, edebiyatımız nerede? Nerede buluşlarımız, küllî iyiliğe katkılarımız?

Sanat için soyunana alkış tutanlar Allah için giyinene neden zulmeder?

Bir gün askerlerden biri gelip kendisine “onlar bizim kadınlarımıza tecavüz ediyorlar, onlar bizim kadınlarımızı, yaşlılarımızı ve çocuklarımızı öldürüyorlar. Buna bigane kalmamalıyız” dediğinde, Aliya çok veciz bir şey söylüyor “Sırplar bizim öğretmenimiz değiller.”

İnsan şahsiyetini alçaltan, onu eşyayla bir tutan herşey gayri insanidir.

Balığın suda yaşaması gibi dünyanın içinde yaşadığı çevre Kur'an ve İslâm'dır.

Ben dindarlığımı annemin dindarlığına borçluyum.

Bizi yok etmeye çalışıyorlar ama bilsinler ki Müslümanlar yok olmayacaklardır.