Arayıştan arınışa: Ebû Zer El-Gıfâri (r.a)

Müslüman olmadan önce etrafına korku salan sert mizaçlı Ebû Zer artık Peygamber ahlâkıyla ahlâklanmış, arınmış, harama el uzatmak bir yana fakir ve düşkünlerin sığınağı olmuş ve sade bir hayat sürmeye karar vermişti. Resûlullah’tan aldığı terbiye sayesinde asıl zenginliğin gönül zenginliği olduğunu anlamış, dünyalık her şeyden yüz çevirmeyi tercih etmişti. Bundan böyle o nerede olursa olsun Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde olacak, kötülüğün peşinden hemen bir iyilik yapacak, insanlara güzel ahlâka uygun biçimde davranacak, en zor şartlarda bile iffetli davranacak ve doğruluktan asla taviz vermeyecekti. Peygamber’e gerçek bir dost olmak, onun tavsiyelerine uymayı gerektirirdi. Nitekim öyle de oldu. Zühdü ve takvasıyla Resûlullah’ın gönlünü kazanan Ebû Zer onun şu övgüsüne mazhar oldu: “Ebû Zer’den daha doğru sözlü ve vefalı olanını ne gökyüzü gölgelendirmiş ne de yeryüzü üzerinde taşımıştır.” (Tirmizî, Menâkıb, 35)

---

İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi TBMM’de Kabul Edildi (1949)

---

Sen akrabaya, yoksula, yolda kalmışa hakkını ver. Allah’ın rızasını isteyenler için bu, en iyisidir. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir. (Rûm, 30/38)