Erbaş, İstanbul'da düzenlenen "2. Uluslararası Ümmetin Hatipleri ve Aksa Muhafızları Konferansı"na katıldı.
Programın açılış konuşmasını yapan Erbaş, İslam'ın inanca dair en önemli ilkesinin tevhit olduğunu belirterek, İslam ümmetinin en önemli vasfı vahdetin tevhit inancının muktezası olduğunu söyledi.
Müslümanların, tevhit inancı etrafında ümmet şuuruyla birleşmeleri gerektiğinin altını çizen Erbaş, Müslümanların birlik, beraberlik içinde hareket etmelerinin imani gereklilik olduğunu dile getirdi.
Erbaş, İslam toplumlarını ayakta tutan ve güçlü kılan en önemli unsurun Müslümanların bu bilinçle hareket etmeleri olduğunu vurguladı.
Müslümanların vahdet bilincinden uzak düştüğü her dönemde son derece girift sorunlara, devasa sıkıntılara düçar olduğunu dile getiren Erbaş, şöyle devam etti:
"Şu an ümmet coğrafyamızda yaşanan acıların, trajedilerin temelinde bu hazin gerçek bulunmaktadır. Bugün ümmet coğrafyamız, maalesef tarihin en zor dönemlerinden birini yaşamaktadır. Müslümanlar, korkunç zulümlere, katliamlara maruz kalmaktadır. İşte, Filistin'de yaşananları görüyorsunuz. Gazze'de uygulanan soykırım yüreklerimizi parçalamakta, duygu ve düşüncelerimizi tarumar etmektedir. Filistin'de bir asra yakındır büyük zorluklar ve sıkıntılar içinde hayatta kalma mücadelesi veren Müslümanlar, son bir yıldır tarihte benzeri görülmemiş katliama ve soykırıma maruz kalmaktadır. Çocuklar, kadınlar ve masum siviller katledilmekte, güvenli diye ilan edilen bölgeler bile bombalanarak bir millet topyekun yok edilmeye çalışılmaktadır."
- "Annelerin feryadı arşa yükselirken hiçbir şey olmuyormuş gibi davranamayız"
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, bugün dünyada yaşanan her travmanın, küresel emperyalizmle yakından ilişkili olduğuna işaret ederek, "Zira mazlum coğrafyalar üzerine sömürge kurarak varlığını devam ettirenler, gittikleri her yere savaş, zulüm, kaos ve nihayetinde ölüm götürmüşlerdir ancak önemle ifade etmeliyim ki İslam coğrafyalarını örseleyen sorunların en büyük sebebi, Müslümanların dağınıklığı, parçalanmışlığı ve tevhit inancının gereği olan vahdeti gerçekleştirememiş olmalarıdır." ifadelerini kullandı.
İslam coğrafyalarında yaşanan zulüm ve trajedilere son verme sorumluluğunun öncelikle Müslümanların omuzlarında olduğunu belirten Erbaş, "Bir Müslüman olarak bizler, Gazze'de yaşanan ve vicdanları yaralayan bu elim hadiseler karşısında duyarsız kalamayız. Bebekler hunharca katledilirken başımızı başka tarafa çeviremeyiz. Annelerin feryadı arşa yükselirken hiçbir şey olmuyormuş gibi davranamayız. Masum insanların parçalanmış bedenleri sokaklara saçılırken hayatımızı normal bir şekilde sürdüremeyiz. Bu vahşeti durduracak, mazlumları kurtaracak bir irade ortaya koymak, imanımızın bizlere yüklediği bir sorumluluktur." değerlendirmesinde bulundu.
- "Alimlerimiz, adaletin sesi ve toplumların ahlaki pusulası olmalı"
Erbaş, Müslümanlara hayatı zindan eden tüm kötülüklerin ortadan kaldırılması için behemehal yekvücut olarak harekete geçilmesi gerektiğini vurgulayarak, şöyle konuştu:
"Bu noktada alimlerimize, vaizlerimize, hatiplerimize büyük sorumluluklar düşmektedir. Alimlerimiz, adaletin sesi ve toplumların ahlaki pusulası olmak durumundadır. Alimlerimizin, bulundukları her yerde, her fırsatta kötülüklere karşı toplumsal bir farkındalık oluşturma sorumluluğu vardır. Hakkın ve hakikatin sesini yükseltmek, mazlumların yanında durmak, zalimlere karşı tavır almak, öncelikle ve özellikle alimlerimizin görevidir. Adaletin tesis ve tecellisine katkı sağlamak ve insanlara ideal, umut ve güven aşılamak, alimlerimizin vazifesidir."
İslam ülkelerinden 400 alimin iştirakiyle iki gün sürecek konferansa Dünya Müslüman Alimler Birliği Genel Başkanı Ali Muhyiddin el-Karadaği, Mescid-i Aksa Eminleri Heyeti Başkanı Dr. Essam Beşir, İslam Düşünce Enstitüsü (İDE) Başkanı Prof. Dr. Mehmet Görmez ile İstanbul İl Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş da katıldı.