ALİ ERBAŞ

Başkan Erbaş: Her konuyu ekranda tartışmamak lazım

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Akit TV’de iftara doğru canlı yayınlanan "Ramazan Bereketi" programının konuğu oldu.

Abone Ol

Programda, ramazan ayının fazileti hakkında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, “Ramazan ayı, Kur’an’ın indiği, çok güzellikleri, iyilikleri içinde barındıran mübarek bir ay. Bereket, yardımlaşma, ibadet, teravih, zekat, fitre ayı.” dedi.

Ayet ve hadislerde, orucun Müslümanları kötülüklere karşı koruduğunun buyrulduğuna işaret eden Başkan Erbaş, namaz ibadetinin Müslümanlar açısından önemine vurgu yaparak, “Namaz dinin direğidir.’ Müslüman ile namazı birbirinden ayırmak mümkün değil.” diye konuştu.

4-6 yaş Kur’an kurslarında çocuklara değerler eğitimi verdiklerini anlatan Başkan Erbaş, Diyanet İşleri Başkanlığı ve diğer kurumlarla el birliğiyle vatanını, milletini seven, ezanına, bayrağına sevdalı bir nesil yetiştirme, gençliğe, nesle hizmet etme gayesiyle çalıştıklarını aktardı.

"Çocuklarımızla, gençlerimizle cami atmosferini huzurlu, huşu içerisinde değerlendirmeye gayret edelim"

Ramazan ayında, Kur’an-ı Kerim okumasını bilenlerin bol bol okuması, okumasını bilmeyenlerin ise Kur’an okumayı öğrenmeleri tavsiyesinde bulunan Başkan Erbaş, Kur’an okuyarak, namaz kılarak, oruç tutarak, teravihlere devam ederek, erkenden camilere gidip vaazları dinleyerek Ramazan ayını iyi değerlendirmeye çalışmak gerektiğine vurgu yaptı.

“Özellikle şu ramazan ayında camilerin o güzel atmosferini teneffüs edelim. Camiler bizim medeniyetimizin en önemli unsurları.” diyen Başkan Erbaş, şöyle konuştu:

"Peygamber Efendimiz, ‘Hiçbir gölgenin bulunmadığı o mahşer gününde Allah’ın arşının gölgesi altında gölgelenecek insanlardan birisi de, gönlü, kalbi camilere bağlı olan Müslümanlardır, müminlerdir’ buyuruyor. Bir de, ‘Neşvünema’yı, güzelliği, huzuru camilerde tadan, bulan gençlerdir” buyuruyor. Gençlerimizi hatta çocuklarıyla beraber camilere davet ediyoruz. Ancak son zamanlarda bazı camilerimizde çocuk seslerinden muzdarip olan, şikayetçi olan vatandaşlarımız, cemaatimiz var. Haklılar. Çocukları camiye getirelim, camide olsunlar ama anneler babalar olarak onları yanımıza alalım. Biraz yanımızda dursun, sıkılırsa oralarda dolaşsın ama camiye top getirip de cemaat namaz kılarken arkada böyle gürültüyle top oynayacak kadar onları rahatsız edici bir ortam onlar vesilesiyle oluşturmak, bu da doğru değil. Böyle bir duruma biz cevaz vermiyoruz. Cami adabına riayet etmemiz lazım. Burada hocalarımız kadar velilerimize anne babalara da önemli vazifeler düşüyor. Tabii ki çok mutlu oluyoruz, çocuklarını alsınlar getirsinler. Biraz yanlarında durabilir, biraz dolaşabilir ama rekat aralarında çocuklarımıza sahip çıkalım, ‘Gel yavrum, biraz yanımızda dur’ diyelim.

Hocalarımıza diyoruz ki, camilerin müştemilatında uygun yerler hazırlayalım, yani gürültü yaptıkları, oynadıkları zaman cemaati rahatsız etmeyecek, duyulmayacak yerlerde, hemen caminin bitişinde müştemilatlar hazırlayalım, biz bu talimatı hocalarımıza verdik. Onlar da Allah razı olsun büyük gayret içerisinde bunu yerine getirmeye çalışıyorlar. Çoluğumuzla çocuğumuzla, gençlerimizle şu mübarek ramazan gününde cami atmosferini en güzel bir şekilde huzurlu, huşu içerisinde değerlendirmeye gayret edelim."

"Ramazanın güzelliği, müminlerin yaşadığı ortamlara yansıması gerekiyor"

Ramazan ayında cami bahçelerinin süslenmesini takdirle karşılayan Başkan Erbaş, “Ne kadar güzel. Bunu yapan hocalarımızı, vatandaşlarımızı, cami dernek yöneticilerini tebrik ediyorum. Ramazan ayı bir heyecan, bir güzellik getirmesi lazım. Tabi başka bir takım günlerle, aylarla mukayese etmeyelim ama ramazan ayına Müslümanlar olarak gerekli hazırlığı yapmamız lazım, bu da çok güzel. O türde camileri, hatta o camilerin bulunduğu bahçelerin, mahallenin, caddenin, sokağın gayet güzel bir şekilde ışıl ışıl hale geldiğini ben de zaman zaman görüyorum. Zaten ramazan boyunca minareler arasındaki mahyalar bunun bir göstergesidir. Dolayısıyla, Ramazanın o güzelliği bütün müminlerin yaşadığı ortamlara yansıması gerekiyor, buna dikkat eden kardeşlerimizi, hocalarımızı da buradan tebrik ediyorum.” şeklinde konuştu.

"Gençlerimizin evliliklerini kolaylaştırmamız lazım"

2025 yılının ‘Aile Yılı’ olarak ilan edildiğini hatırlatan Başkan Erbaş, devletin bütün kurumlarıyla beraber aileyi korumak, geliştirmek, nüfusun düşmesini önlemek için gayret gösterdiklerini belirterek, “Gençlerimizin evliliklerini kolaylaştırmamız, gençleri evliliğe teşvik etmemiz lazım. Evlilik merasimlerini zorlaştıranları uyarmamız lazım. Gençleri sıkıntı içerisine düşürmeyelim. Lütfen birbirimizi uyaralım. Kolaylaştıralım, zorlaştırmayalım. Peygamber Efendimiz ‘Kolaylaştırın, zorlaştırmayın’ buyuruyor. Gençlerimizin aileleri birbirine yardımcı olsunlar.” ifadelerini kullandı.

Başkan Erbaş, Aile ve Dini Rehberlik Bürolarıyla, baba okulu eğitimleriyle, Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) vasıtasıyla da ailelere destek sunduklarını anlattı.

"Türkiye Diyanet Vakfı, bir iyilik hareketidir"

TDV vasıtasıyla yurt içinde ve yurt dışında insanlara iyilik yapmak için gayret ettiklerini aktaran Başkan Erbaş, “Bu bir iyilik hareketidir. Türkiye Diyanet Vakfı’nın en önemli sloganlarından birisidir, ‘dünyayı iyilik değiştirecek’, ‘yeryüzünde iyilik hakim oluncaya kadar’. Biz ülkemizin her yerinde varız, bununla iftihar ediyoruz.” dedi.

Türkiye’nin Türkiye’den ibaret olmadığını, yurt dışında da başta TDV olmak üzere diğer vakıfların da mazlum, mağdur insanların sıkıntılarını gidermek için çalıştıklarını belirten söyleyen Başkan Erbaş, 13-20 Mart tarihleri arasının “İyilik Haftası” olarak kutlanacağını kaydetti.

“İyilik herkes için iyidir” diyen Başkan Erbaş, İyilik Haftası içinde yurt içinde ve yurt dışında çeşitli etkinlikler yapılacağını anlatarak, tüm insanlığın iyilik peşinde olması gerektiğini vurguladı.

Diyanet İşleri Başkanlığı’nın toplumu din konusunda aydınlatma, inanç, ibadet, ahlak, muamelat ve dini konularla ilgili topluma doğru bilgi verme, rehberlik yapma görevinin olduğunun altını çizen Başkan Erbaş, şunları kaydetti:

Biz 90 bin camimizle, 30 bin kadar Kur’an kursumuzla, Diyanet Akademilerimizle milletimize doğru dini bilgiyi ulaştırmaya çalışıyoruz. Hamd etmek noktasındayız, doğru dini bilgiye ulaşmak o kadar kolaylaştı ki. Altyapımız o kadar iyi. Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı olarak 4500 çeşidin üzerinde yayınımız var. Bu kadar imkanlar varken ehliyetsiz yani İslami ilimlere vukufiyeti olmayan kişilerin, işte hurafeler diyebiliriz buna ya da aşırı birtakım aşırı uçlar var, her ikisi de var var. Vatandaşlarımıza tavsiyem, hocalarımıza müracaat etsinler. Din İşleri Yüksek Kurulumuz var. ‘Diyanete Soralım’ diye Diyanet Televizyonumuzda Din İşleri Yüksek Kurulundan hocalarımız orada vatandaşlarımızı adeta bekliyorlar. Milletimize teşekkür etmemiz lazım. Ramazan dışında her gün 4 bin 5 bin kadar Diyanet İşleri Başkanlığında görev yapan hocalarımıza dini soru geliyor. Diyanet İşleri Başkanlığına, Din İşleri Yüksek Kurulumuza ramazan ayında günde 18 bin soru geliyor.”

“Her konuyu ekranda tartışmamak lazım.” diyen Başkan Erbaş, yanlış anlaşılmalara neden olmamak için, toplumun tüm kesimlerini ilgilendirmeyen, sadece ilim adamları arasında tartışılması gereken konuların ekranlara getirilmemesi gerektiğinin altını çizdi.

5-6 yıl önce televizyonların yetkilileri ve dini program yapan sunucularla bir araya geldiklerini ve kendilerinden programlarda, tartışmalı konulardan uzak durarak, herkesin bilmesi gereken inanç, ibadet, ilmihal, ahlaki, muamelatla ilgili konularda vatandaşları aydınlatmaya gayret etmelerini istediklerini aktaran Başkan Erbaş, bu konuda hassas davranan televizyon yöneticilerine ve program yapanlara teşekkür etti.