Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Ramazan ayının son sahurunda TRT 1 ekranlarından canlı yayınlanan “Sahur Bereketi” programına konuk oldu.

Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nin bahçesinden yayınlanan programda Başkan Erbaş, Ramazan ayının aynı zamanda yardımlaşma ve dayanışma ayı olduğunu belirterek, “Her yıl olduğu gibi bu yıl da dayanışmanın, yardımlaşmanın Ramazan ayında nasıl büyük bir bereket getirdiğini yine gördük. Bunu çok yakinen biliyorum. Çünkü Türkiye Diyanet Vakfı’mız (TDV) her Ramazan’da belki binlerce paketle yurt içinde ve yurt dışında milyonun üzerinde insana ulaşıyor.” dedi.

Başkan Erbaş, yardımların başta 6 Şubat depremlerinden etkilenen illere yapıldığına işaret ederek, “TDV ve Diyanet İşleri Başkanlığı olarak 6 Şubat 2023’ten beri alandayız. Bu sene de aynı şekilde kardeşlerimizin yanında olduk. Tırlar dolusu yardımlarla gıda, giyim diye özetleyebiliriz.” diye konuştu.

Diyanet Vakfı İyilik Hareketidir-1

“TDV, büyük bir iyilik hareketidir”

TDV’nin Türkiye’nin her yerinde iyiliği ulaştırmaya çalıştığına dikkati çeken Başkan Erbaş, “TDV, zaman zaman illerimizde, ilçelerimizde mahalleleri dolaşan özellikle gıda ve giyim ihtiyaçlarını karşılamaya çalışan bir vakıftır. Bu büyük bir iyilik hareketidir. Ama Türkiye Türkiye’den ibaret değil, bizim gönül coğrafyamız var. Yani üç kıta yedi iklimde asırlar boyunca iyilik yapmış bir ecdadın torunlarıyız biz.” ifadelerini kullandı.

“Gazze’de insanlık ölüyor”

Başkan Erbaş, tarih boyunca Kudüs Müslümanların elindeyken hep iyiliğin yurdu olduğunu, Müslümanların elinde olmadığı zamanlarda da hep kötülüğün kol gezdiği, zulmün, katliamın, soykırımın yapıldığı yer olduğuna dikkati çekerek, şunları kaydetti:

“İslam Gazze’yi, Kudüs’ü iyiliğin yurdu yaptı. Ama işgalciler, zalimler kötülüğün yurdu yaptılar. Bugün yüreğimiz yanıyor, gönlümüz, gönül dilimiz sürekli feryat ediyor, diyor ki; ‘Ey Müslümanlar Gazze’de soykırım devam ediyor. Bebekler, çocuklar, kadınlar, insanlar zalimlerin bombardımanı altında can veriyor. Güçlerimizi ne zaman birleştireceğiz? Geçmişteki ecdadımızın güçlerini birleştirip zalimlerin zulümlerine engel olduğu gibi bir zalimin zulmüne ne zaman engel olacağız?’ Aslında gücümüz yok değil var ama parçalanmışlığımız, dağınıklığımız herkesin parça parça adeta kendi mülkünde efendi olarak yetinmesi, mazlumu görmemesi zalime, işgalciye cesaret veriyor. Ve yine feryadımız gönül dilimize yansıyor ve diyoruz ki; ‘Ey insanlar Gazze’de insanlık ölüyor. Gazze’de insanlığın ölmesine engel olmayacak mıyız? İnsaflı insanlar için söylüyorum.”