Berî Olmak/Berâta Ermek

Abone Ol

Kurtuluş, af ve arınma anlamlarına gelir “Berat” kelimesi. “Berî olmak” ise uzak kalmak, uzaklaşmak demektir. Necata ulaşmak, affa mazhar olmak, manen temizlenmek için bazı eylem ve söylemlerden uzak durmak, çeşitli söz ve kavramlara yaklaşmamak gerekir.

Öyleyse;

Her türlü şirkten berî olup, tevhid inancını yerleştirmek icap eder. Zira, “...Allah’a ortak koşma! Çünkü ortak koşmak elbette büyük bir zulümdür.” (Lokman, 31/13.) ilahi beyanıyla şirk, Allah’ın kulları üzerindeki hakkı ihlaldir. Tevhid ise “Allah’tan başka ilâh olmadığına ve benim Allah’ın Rasûlü olduğuma şehâdet edip buna kalbiyle kesin bir şekilde inanarak ölen herkesi Allah mağfiret eder.” (İbn Mâce, Edeb, 54) müjdesi ile imanın temelidir.

Batıldan berî olup, hakka tâbi olmak icap eder. Zira  “...Hak geldi, batıl yok oldu...” (İsrâ, 17/81.) fermanıyla hakkın yanında durur, hakkı savunur, hak ile vakit geçirilirse, her türlü batıl iş ve işlem sona erer, biter ve yok olur. Hakkın varlığı bâki iken, batıl yok olmaya mahkumdur.

Çıplaklıktan berî olup, takva elbisesini giymek icap eder. Zira “Ey Ademoğulları! Size avret yerlerinizi örtecek giysi ve süslenecek elbise verdik...” (Araf, 7/26.) Devamında ise “...Takva (Allah’a karşı gelmekten sakınma) elbisesi var ya, işte o daha hayırlıdır...”  ayeti ile net bir şekilde takva elbisesinin merhameti celp ettiğini (Araf, 7/26.), örtülmesi gereken yerlerin fıtrî olduğu (Taha, 20/121.) ifade edilir.

Haramdan berî olup, helali hayatına katmak icap eder. Zira haram, dinen yasaklanan, kerih görülen, insanın var oluş hürmetine yakışmayan, izzetine halel getiren bir fiildir. Helal ise Allah’ın çizdiği sınırlar çerçevesinde insanın dengeli ve dingin bir yaşam sürmesini sağlayan, keyfe kâfi olan davranışlardır. Bilinmelidir ki, “Helal, Allah'ın kitabında helal kıldıklarıdır. Haram da Allah'ın kitabı'nda haram kıldıklarıdır. Hakkında bir şey demedikleri ise müsamaha gösterdikleri (mubah) düşündükleridir.” (Tirmizî, Libâs, 6)

Tembellikten berî olup, azim ve gayretle çalışmak icap eder. Zira atalet ve vurdum duymazlık beraberinde rehaveti getirir, rehavet arttıkça da faydalı işler yarına kalır ve kişi erteleme hastalığına yakalanır. Sonra da gözünde yapacakları büyür ve her seferinde kısırdöngü yaşanır. Oysa ki “İnsan için ancak çalıştığı vardır.” ( Necm, 53/39.)  Aynı zamanda her zorluğun içinde bir kolaylık bahşedilmiştir.  “Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul.” (İnşirah, 94/7.) ilahi sözü insanın tamamladığı işin ardından yeni bir işle dinlenmesini öğütler.

Yalan ve dolandan berî olup, doğru ve dürüstlükten ayrılmamak icap eder. Zira “Yalancılıktan kaçının. Çünkü ister ciddi olsun, isterse şaka yollu olsun yalan söylemek müslümana yakışmaz.” (İbn Mâce, Sünnet, 7.) Oysa ki insanların en faziletlisi, “Temiz kalpli, doğru sözlü olan herkes.”  (İbn Mâce, Zühd, 24.) nebevi ifadeleri, Müslümanın şeref ve haysiyetinin nişanesidir.

Riya ve gösterişten berî olup, ihlas ve samimiyetle iş görmek icap eder. Zira bir çıkar sağlamak, menfaat gözetmek amacıyla yapılanlar, kısa vade kâr gibi görünse de gölgedir kaybolur gider, sabun köpüğüdür söner biter. Ve  Kim işlediği hayrı şöhret kazanmak için halka duyurursa, Allah onun gizli işlerini duyurur. Kim de işlediği hayrı halkın takdirini kazanmak için başkalarına gösterirse, Allah da onun riyakârlığını açığa vurur.”  (Buhârî, Rikak 36)

Kötülükten berî olup, iyiliği yaymak icap eder. Zira kötü ve kötülük durduğu yerde sabit kalmaz, herhangi bir çaba sarf etmeden etrafı sarıverir. İyi ve iyilik ise bulunduğu ortamda kök salar, emek ve özveriyle dal budak verir, gayret ve fedakârlıkla dallar meyveye durur. Ve sonuç olarak “Kim (ilâhi huzura) iyilikle gelirse ona daha iyisi verilir; o gün onlar kıyamet dehşetinden de etkilenmezler. Ama kimler de kötülükle gelirse işte onlar yüzüstü cehenneme atılırlar. Yaptıklarınızın karşılığından başkasını mı göreceksiniz?” (Neml, 27/89-90.) ayeti ahiretteki ahvalin, dünyada yapılan davranışların neticesi olduğunu bildirir.

Hülâsâ; tüm şerlerden berî olan, her türlü hayrın berâtına nail olur.