Hanımlar, camilerin vazgeçilmezidir. Yetişkinlerin cami, cemaat ve namaz alışkanlığında annelerinin onları camiye getirmesi önemli bir yer tutar. Hz. Peygamber’in (sas) mescidinde hanımlar, mihrabı, minberi, imam-hatibi ve cemaati görebilecek şekilde caminin arka safından itibaren yerlerini alırlardı. Bu özelliklere sahip camilerimiz, Allah Resûlü’nün mescidine en çok benzeyenlerdir.
Hz. Peygamber, aydınlatmaların olmadığı bir dönemde hanımların gece namazlarına dahi gelmesine engel olunmamasını emretmiştir. Gecenin bir vakti, karanlıkta, vasıtasız, hanımların camiye gelebileceği bir mahalle, bugün hayalimizde bile canlanmıyor olabilir. O da ayrı bir yaramız.
Bu yazıda hanımların camideki yeri ve önemi üzerine çok durmayacağım. Nirengi noktası, hanımların cemaat adabı üzerine bazı tespit ve tavsiyelerden ibaret. Ülkemizde hanımların cami alışkanlığının geçmişi çok geriye gitmiyor. Ayrıca hanımların, genellikle caminin ana bölümünü görememesi sebebiyle cemaat adabı konusunda bazı eksik ve yanlışları olabiliyor. Bu yazı vesilesiyle bunları madde madde belirterek bir farkındalığın oluşmasına kapı aralanabilir.
Öncelikle hanımlar camiye gelirken, tesettürlü olmalıdır. Tesettür konusundaki eksiklikler, camiye girmeden önce giderilmelidir. Bu şekilde camiye girilmiş olsa bile kıyafet değişimi, hanımlara ayrılan mekânın arka tarafında, mümkünse başkaları tarafından görünmeyen bir yerde yapılmalıdır. Yine camiden çıkarken yapılacak olan kıyafet değişiminin de, cemaat hanım da olsa, onların göremeyeceği bir yer de yapılması, ibadethânenin ruhuna daha uygun olur.
Camiye girildiğinde hutbe ya da vaaz varsa, Kur’an-ı Kerim okunup dua ediliyorsa, tanıdık olsun olmasın kimseye selam vermeden, hâl hatır sormadan, dikkati dağıtmayacak şekilde uygun bir yere oturmalıdır. Camilerde sohbet edilmemeli, telefonla konuşulmamalı, telefonun sesi dışarıya çıkacak şekilde dinlemeler yapılmamalıdır.
Sünnet/nafile namaz kılınacaksa insanların geçişlerine engel olmayacak şekilde namaza durulmalıdır. Camide yer problemi yaşanmadıkça sünnet namazlarla farz namazların aynı yerde kılınması sünnete aykırıdır. O yüzden herkes ayrı ve müsait bir yerde sünnet/nafile namazını kılar. Farz namaza başlamadan önce, hanımlar saf düzeni almaya davet edilmemelidir. Bu durum hem sünnete aykırıdır hem de hanımların kıyafetleri, çanta vb. eşyaları namaz kılmayı bir miktar zorlaştırdığı için sadece farz namazlarda saf tutulması uygun olur.
Cemaatle birlikte farz namaz kılınacağı sırada, hanımlara ayrılan yerin mümkün olduğunca ön safında ve caminin orta kısmını hizalayarak saf tutulmalı, kapı girişleri boş bırakılmalıdır. Kadınlar için en hayırlı safın arka saf olduğu bilgisi, onlara ayrılan özel bir alanın olmadığı durumlarda geçerlidir.
Erkek cemaatin kadınları göreceği endişesi ya da başka bir sebeple ön safta boşluk varken arka safta namaza durulmaz. Zaten, tesettürlü olmakla, cemaate katılabilmenin şartı gerçekleşmiş olur. Kaldı ki hanım cemaate ayrılan mekânlar, erkek cemaatin görüş açısında olmadığı gibi erkek cemaat de hanım cemaat gibi gözlerine hâkim olarak edebleriyle camiye gelir ve edebleriyle camiden ayrılırlar.
Farz namazlarda, ön saftan başlayarak cemaatin mümkün olduğunca safları kesintiye uğratmadan imama uyması gerekir. Ön safta cemaat varken onlardan ayrı başka safta; arkada ya da duvar diplerinde tek başına cemaatle namaz kılınmaz.
Sandalye ya da tabure üzerinde namaz kılanların, safların en kenarında bulunması, arkasında kimsenin bulunmaması, saf düzeni açısından daha uygun olur.
Cemaati çok olan camilerde yer sıkıntısı oluşuyorsa namaz kılıp hemen dışarı çıkılmalı ve bekleyen cemaat için yer açılmalıdır.
Çocuklar camiye getirildiği zaman, yiyeceklerin dökülmemesi ya da necasetin bulaşmaması için azami gayret sarf edilmelidir. Mümkün olduğunca tedbir alınmalıdır. Çocuklara caminin, hürmete layık bir yer olduğunu, kendi yaş gruplarına uygun bir üslupla anlatmaya çalışmalıdır. Bununla birlikte, kendi ebeveyni dışında bir kimsenin çocuğa uyarıda bulunması doğru değildir.
Çocukları oyalamak için tablet ya da telefon verilirse sesi mutlaka kapalı olmalıdır.
Camide tesbih varsa ve kullanılmışsa uygun bir yere alınmalıdır.
Herhangi bir sebeple oluşan bir atık/çöp, camide bırakılmamalıdır. Hatta başkası bırakmış olsa bile bunların camiden alınıp yerine atılması kişiye sevap kazandırır. Allah’ın evini temiz tutmak, her Müslümanın vazifesidir.