Halk arasında sahur vaktinden öğle ezanına kadar yemek yenilmemesi anlamına gelen tekne orucuyla çocuklara, irade terbiyesi aşılanıyor.
Anadolu'nun unutulmaya yüz tutmuş eski ve köklü geleneklerinden biri olan tekne orucu, çeşitli şehirlerde halen yaşatılıyor. Tekne orucunun geçmişi ise alimlerin küçük yaştaki çocukları oruca alıştırmak ve onlara İslami bir kimlik kazandırmak için önerdikleri tenkiye orucuna dayanıyor.
Üsküdar Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü Öğretim Üyesi Elif Konar Özkan, Anadolu Ajansı muhabirine yaptığı açıklamada, tekne orucunun asıl isminin tenkiye orucu olduğunu belirterek, "Alimler tarafından çocukları oruca alıştırmak için bulunmuş bir çözüm niteliğindedir. Böylece çocuklar, sahurun şenliğini görüp, 'Ben de oruç tutuyorum, büyüdüm, başarabiliyorum' hissini yaşayabiliyor." dedi.
Yıllar geçtikçe tenkiye orucunun halk arasında tekne orucuna dönüştüğüne işaret eden Özkan, şunları kaydetti:
"Biz artık günümüzde tekne orucu olarak isimlendiriyoruz ve çocukların birkaç saatlik ya da yarım günlük tuttuğu oruçlara tekne orucu ismini veriyoruz. Bu oruç esnasında çocukları eğlendirmek için hikayeler, masallar anlatılabiliyor, oyunlar oynanabiliyor ve bir miktar oruç tutarak, yetişkin olma hissini tecrübe etmiş, hem de ramazanın iklimine girmiş oluyorlar."
Tekne orucunun hikayesine de değinen Özkan, "Eski zamanlarda, ekmeklerin bakkallarda, fırınlarda satılmadığı, evlerde yapıldığı zamanlarda, ekmek teknesinde hamur yoğrulurdu. Çocuklar oruç tutarken ekmek teknelerinin arkasına saklanıp, tekneden ekmek kırıntıları alarak açlıklarını biraz gideriyor, sonra oruca devam ediyormuş. Tekne orucunun böyle bir geçmişi de var. İsim bu şekilde de yaygınlaşmış durumda." ifadelerini kullandı.
Elif Konar Özkan, çocukların tekne orucunu ödüllendirmek amacıyla başta Rami Kütüphanesi olmak üzere birçok yerde farklı şenlikli programlar düzenlendiğini, bu sayede çocukların ramazan ayının iklimine daha kolay alışabildiğini sözlerine ekledi.