“Kötü gereçlerle iyi iş görülemeyeceğini anlatmak için “darı unundan baklava, incir ağacından oklava olmaz.” deriz. Bu atasözünü çoğunlukla iyi iş çıkarmak için iyi aletler kullanılması gerektiğini, aynı şekilde yeteneksiz veya ehil olmayan kişilerden de kaliteli iş çıkmayacağını vurgulamak için kullanırız.
Aslında darı unu lüzumsuz bir gıda maddesi değildir. Bu unu kullanarak ekmek ve kek gibi şeyler yapabilirsiniz fakat darı unu çabuk ufalanıp dağıldığından baklavalık yufka açamazsınız. Aynen bunun gibi incir ağacından da oklava yapılmaz çünkü her ağacın yapısı buna müsait değildir. Hatta kimi ağaçların kerestesi bile olmaz. Bir un çeşidinde veya ağaç türünde durum böyleyken, her işin de kendine göre uygun bir malzemesi, gereci veya elemanı vardır ve bu gayet doğaldır. Asıl maharet bunları yerinde ve yeterince kullanmasını bilmektir.
Peki, ölçüyü tutturamazsak ne olur?
O vakit de harcadığımız enerjiye, zamana, hayale ve her kuruşa yazık olur. Nasıl ki dünyalık işlerimizi yoluna koymak için en iyi aletleri kullanmak veya alanında uzman kişilerle çalışmak zorundaysak, salih ameller işlemek için de kalbimizle temiz bir niyet kurmalıyız ve davranışlarımıza da dikkat etmeliyiz.
Sevgili Peygamberimizin de buyurduğu gibi: “Allah sizin dış görünüşünüze ve mallarınıza bakmaz, bilakis kalplerinize ve amellerinize bakar.”28 Ne mutlu bize ki: “…Allah’ın kulun kalbini ölçü alması kişiyi gösterişten kurtaracağı gibi onu samimi davranışlara (da) yönlendirecektir…”