DEPREM

Diyanet personeli, depremzedelere manevi rehberlik yapıyor

Abone Ol

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Huriye Martı, yaptığı açıklamada, Diyanet personelinin, bölgede cenaze ve defin işlemleri, arama kurtarma ve insani yardım çalışmalarında görev aldıklarını, manevi yaralara merhem olmak için de çalıştıklarını söyledi.

Manevi danışmanlık ve rehberlik sorumluluğunun, Diyanet İşleri Başkanlığına kanunen verildiğini belirten Prof. Dr. Martı, bu hizmetleri, sadece deprem bölgesinde değil, Türkiye'nin farklı şehirlerine yerleştirilen depremzedelere yönelik de sürdürdüklerini bildirdi.

Manevi danışmanlığı, "insanın inançlarından, manevi dünyasından, değerlerinden ve onu ayakta tutacak çeşitli manevi destek ünitelerinden yardım alarak zor zamanlarda hayata tutunmasını sağlayan özel bir faaliyet alanı" şeklinde tanımlayan Başkan Yardımcısı Martı, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Manevi danışmanlık ve rehberlik, afet zamanında insanın dini duygularından, değerlerinden, onu yücelten, güçlendiren, destekleyen her türlü manevi ögeden, inancından, umudundan faydalanarak, onun ayakta kalmasını, hayata tekrar tutunmasını, yeniden başlamasını sağlama çalışmaları, manevi olarak yıkılmamasını ve bir şekilde hem inancı hem de manevi değerleriyle bütünleşerek ayakta kalmasını sağlayan çalışmalardır."

- "Mezhep, meşrep, din ayrımı yapmaksızın depremzedelerin yanındayız"

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Huriye Martı, deprem bölgesinde Müslümanların yanı sıra farklı dine mensup vatandaşların da yaşadığına işaret etti.

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Martı, "Bütün depremzede kardeşlerimizin herhangi bir mezhep, meşrep, din ayrımı yapmaksızın bütün samimiyetimizle manevi anlamda ellerini tutup, gözlerine bakarak, onlara, maneviyatın o insanı diri kılan, insana 'Yıkılmadım, buradayım ve tekrar toparlanabilirim.' inancı aşılayan duruşunu vererek yanlarında olmaya çalışıyoruz." diye konuştu.

Manevi danışmanlık ve rehberlik hizmeti veren personelin, deprem bölgesine gitmeden önce hizmet içi eğitim aldıklarını aktaran Martı, şu değerlendirmelerde bulundu:

"Kur'an-ı Kerim tilavetinden, Kur'an'ı dinlerken aldıkları huzurdan bahseden ve daha çok Kur'an okunmasını isteyen depremzedelerimiz var. Duaya, biliyorsunuz kişinin dini hiç fark etmeksizin hepimizin çok derinden ihtiyacı var. Duanın gücünden faydalanarak, 'Bizim için dua edin, beraber dua edelim. Siz dua edin, biz dinleyelim.' diyen depremzedelerimiz var. Birtakım zihinsel karışıklıklarına çözüm bulmaya çalışan, 'Bu ilahi bir ceza mıydı, biz bunu niye yaşadık?' diyerek kaderi sorgulamakta olan, Allah ile bağını tekrar gözden geçiren depremzedelerimiz var. Onlara bu konuda anlamlı cevaplar vermek, bunun hiçbir şekilde ilahi bir ceza olmadığını anlatmak, doğa olaylarıyla insanın uyum içinde yaşaması gerektiğini anlatmak için yanlarındayız."

- "Basmakalıp sözler, manevi destek değil"

Bu alanda görev yapan Diyanet personelini, birer haftalık periyotlarla bölgeye gönderdiklerini belirten Prof. Dr Martı, bölgeden dönen rehberlere de rehabilite ve süpervizyon uygulaması yaptıklarını anlattı.

Başkan Yardımcısı Huriye Martı, bölgedeki manevi danışmanlık ve rehberlik çalışmalarına ilişkin şu bilgileri verdi:

"Manevi danışmanlarımızı hangi ilde ve ilçede ihtiyaç varsa oraya yönlendiriyoruz. Koordinasyon merkezimiz Diyanet İşleri Başkanlığında. Giden arkadaşlarımız, müftülerimizin rehberliğinde, bazen konteynerlerde bazen köylerde, çadır kentlerde depremzedelerimizi tek tek ziyaret ediyorlar. Kendilerine dini bir soru sormak isteyen olduğunda dini danışmanlık da yapıyorlar. Çünkü bunlar bizim vaizlerimizdir. Bunlar üst düzey eğitimli personelimizdir. Son derece hassas davranarak, 'Sabredin, bunlar da geçecek, Allah'ın kaderi ne yapalım.' gibi basmakalıp sözler manevi destek değildir. Çok daha profesyonel bir şeydir bu. 'Yanınızdayız, güçlü, dirayetli olabilmek, umudumuzu kaybetmemek için Allah'a inancımızı bir kere daha hatırlıyoruz.' diyen bir dille sohbet ve söyleşi yapıyorlar."

Diyanet İşleri Başkan Yardımcısı Martı, isteyen depremzedelere dini yayınlarla seccade ve tespih dağıttıklarını da dile getirerek, "Manevi rehberlerimiz sahada alanı gezerek, müftümüzün sorumlu olduğu alanda, depremzedelere, öğretmenlere, doktorlara, kurtarma ekiplerine manevi destek sunuyorlar. Enkaz kaldıran son derece fedakar insanların da manevi desteğe ihtiyacı var, onları özellikle ziyaret ediyorlar. Aşevi çadırlarını dolaşıyorlar. Dolayısıyla bölgede kendisine ulaşılmamış, eli tutulmamış hiç kimse kalmasın diye özel olarak gayret sarf ediyorlar." ifadelerini kullandı.