Dosyada İstanbul’u İstanbul yapan Eyüpsultan semti ve semte ruhunu veren Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri farklı açılardan ele alınmaya çalışıldı. Ebû Eyyûb’un hayatı, Hazreti Peygamber’e mihmandar oluşu, İstanbul fethine katılışı, burada vefat edişi ve kabrinin bulunuşu gibi meselelere değinildi. Vefatından 784 sene sonra fethedilen İstanbul’da yine onun türbesi etrafında teşekkül eden Eyüpsultan semtinin camileri, dergahları, medreseleri, kütüphaneleri, mezarları ve ağaçlarından bahsedildi. Semtin tarihine damgasını vuran bazı hocalar, şeyhler, musikişinaslar yad edildi.
“Mübarek Duâların Mazharı Bir Menzilgâh Olarak Eyüpsultan” başlıklı yazısı ile İstanbul Müftüsü Prof. Dr. Safi Arpaguş’un yer aldığı dergide ayrıca otuz beş yıl Türbeler Müdürlüğü’nde görev yapan bulunan Erman Güven’le “Eyüpsultan, Hz. Halid, Türbeler ve Halk Dindarlığı” üzerine bir röportaj gerçekleştirildi.
Sayı ile ilgili olarak Dergi Editörü Dr. Fulya İbanoğlu, "Efendimiz Aleyhisselamın gördüğü rüyaya iman edip, onun işaretiyle Allah’ın kelamını yeryüzünde duymayan kalmasın diye yollara düşen, çölleri, dağları denizleri aşıp İstanbul’a kadar gelen ilk nesillerin güzide temsilcilerinden biri Ebû Eyyûb el-Ensârî Hazretleri, hem de doksan yaşlarında ihtiyar haliyle. Her tür vasıtanın bulunduğu günlerde yaşayanlar olarak nefsimiz ve sevdiklerimizin iaşesi ve zevkleri için dahi bir yerden bir yere gitmeye üşenirken, onlar mesela Medine’den Şam’a oradan Malatya’ya, oradan Ankara’ya, Adapazarı’na nihayet İstanbul’a bir rüyayı gerçekleştirebilme şevkiyle gelmişlerdi. Biz de bu sayıda onun Bizans surları dibinde sırlanıp dar-ı bekaya intikal edişinden 784 yıl sonra fethedilen İstanbul’da yine onun türbesi etrafında teşekkül eden ve “Bir İslam beldesi nasıl olur?” sualine cevap sadedinde yemyeşil, şirin mi şirin bir kasabanın kuruluşunu, vakıflarıyla, camileriyle, medreseleriyle, tekkeleriyle ama en çok da mezarlıklarıyla insanı ölmeye imrendiren manzarasını tasvir ettik. Zaman içinde Eyüp köyü, sonra Eyüpsultan semti oluşunu, buradan güzeran eden hocaları, hacıları, şeyhleri, talebeleri, musikişinasları, seyyahları, hakkında yazılan kitapları yad ettik. Eyüp Sultan Hazretleri’nin türbesinin Osmanlı tarihindeki maddi manevi ehemmiyetine, siyasi, dinî, içtimai hayatımızda icra ettiği role değindik." diye konuştu.