İnsanlık tarihi boyunca ilerleme ve yenilik arzusu, Allah’ın bizlere bahşettiği akılla sürekli kendini yenilemiştir. İnsanın kendini yenilemesinin bir sonucu olarak günümüzde dijitalleşme çağı olarak adlandırılan yeni bir döneme adım atmış bulunmaktayız. Teknolojinin sunduğu imkânlar sayesinde artık küresel bir köye dönüşmüş dünyamızda her bilgiye anında ulaşabilir hâle geldik. Ancak bu yeni düzen, insana sağladığı kolaylıklar yanında her adımımızın gözetlenebildiği, her türlü bilgimizin kaydedilebildiği bir şeffaflık ve gözetim toplumunu da beraberinde getirdi. Bu bağlamda dijital ortamlarda kendimizi ve ailemizi korumak için daha fazla tedbir almamız, manevi bir kalkan oluşturmamız gerekiyor. Peygamber Efendimiz (s.a.s.), “İhsan, Allah’ı görüyormuşçasına O’na kulluk etmendir. Her ne kadar sen O’nu göremesen de O seni görmektedir.” (Buhari, İman, 36) hadisiyle bizlere hayatımızın her anında Allah’ın bizleri gördüğünü ve gözetlediğini hatırlatmıştır. Allah’ın her an bizi gözettiği bilinciyle hareket etmek, bu yeni düzende rehberimiz olmalıdır.
Rabb’imiz, Kur’an-ı Kerim’de “Biz insana, iki göz, bir dil, iki dudak vermedik mi?” (Beled, 90/8-9) ayetleriyle verilen nimetlerin farkında olmamızı ve bu nimetleri doğru kullanmamızı bizlere hatırlatır. Görme, konuşma ve düşünme yeteneğimiz bizlere verilmiş büyük hediyelerdir. Bu hediyeleri, Allah’ın rızasını kazanacak şekilde kullanmak, O’nun bizler için takdir ettiği doğru yolda ilerlemek için birer vesiledir.
Bizler de Aile Dergisi olarak “Ağ Toplumu mu Şeffaf Hapishane mi?” dosya konumuzla konuyu derinlemesine ele aldık. Kaan H. Süleymanoğlu, yazısında, "Şahsiyetimizi muhafaza edebilmek için göz uygarlığına değil söz uygarlığına kulak vermeli; kalabalıkların “like”ına değil, Rabb’imizin rızasına ihtiyacımız olduğunu unutmamalıyız." dedi. Zeynep Kayseri Uzun, "Körler Ülkesinde İnfaz: Bir Kitle Eylemi Olarak Linç" yazısında, bir anda kar topu gibi büyüyen toplumsal hareketlerde muhakeme yetisinin kör olduğunu, öfkeli kalabalığın şuursuzca zarar vermeye başladığını söyledi ve sağlıklı toplum inşa etmenin yolunun da iki düşünüp bir hareket etmekten geçtiğinin altını çizdi. Mustafa Mehmetoğlu “Kork o mahkemeden ki hâkimin kendisi şahit” ifadesiyle, ahirette herkesin amellerinin Allah tarafından değerlendirileceğini vurguladı. Dr. Kenan Oral, “Tükenmeyen Hazine” yazısıyla insanoğlunun dünyevi hırs ve arzularının sınırsız olabileceğini ancak gerçek zenginliğin ve mutluluğun kanaatkârlıkta olduğunu yazdı. Fatma Betül Yılmaz Eminsoy “Çürümenin Eşiğinden Dönmek Mümkün mü?” diyerek toplumsal sorunları gündeme getirdi. Bu ayki söyleşimizi Yeşilay Başkanı Doç. Dr. Mehmet Dinç ile “Bağımlılıkla Mücadele Çalışmaları Üzerine…” gerçekleştirdik.
Birbirinden kıymetli yazılarımızla dopdolu olan dergimizi sizlerin beğenisine sunarken Cumhuriyet Bayramı’nızı kutluyor, bu kutlu toprakları bizlere vatan kılan tüm şehit ve gazilerimizi rahmetle ve minnetle yâd ediyoruz.