Kâinat, kendisini oluşturan bütün unsurların bir araya gelmesiyle muhteşem bir ekosistem oluşturur ve insanlar için yaşamın temelini sağlar. Yeryüzü bize Allah’ın gücünü, kudretini ve merhametini yansıtır. İnsanlığa hayat veren ve yaşamın sürekliliğini sağlayan bu eşsiz ahengi korumak biz insanların en asli görevidir. İslam dini, tabiatın korunması ve çevre bilinci konusunda bize rehberlik ederken aynı zamanda eyleme geçmemiz noktasında da bizi teşvik eder.
Bize emanet olan bu dünyayı korumak; tüm canlılara sevgi, saygı ve adaletle davranmak demektir. Çünkü her bir canlı varlık Yaradan’ın varlık hakkını taşır ve biz insanların görevi de tabiatı oluşturan her bir unsura aynı sevgi, saygı ve adalet ölçüsünde yaklaşmaktır. Hz. Peygamber’in (s.a.s.) çevreye bakışında da “emanet” fikri hâkim olmuştur. O, Müslümanları bu emanete sahip çıkma konusunda duyarlı davranmaya çağırmış, müminlere canlı cansız hiçbir varlığa hor gözle bakmamalarını salık vermiştir. Yaşadığı müddetçe tabiatın ekolojik dengesini koruma ve kollamaya yönelik uygulamalarda bulunmuştur.
Bizler de tabiatın düzenini korumak için insan yalnızca kendi varlığını değil, bütün canlıların hayata tutunmasını desteklemelidir, dedik ve Diyanet Aile Dergisi olarak haziran sayımızda penceremizi çevre bilincine açtık. Mustafa Irmaklı, “Bir İdrak ve Ahlak Meselesi Olarak Çevre” başlıklı yazısında, “İnsanın tabiata karşı sorumluluğu, tabiatın bir nimet ve emanet olduğu bilinciyle, onu tahrip etmeden imkânlarından istifade etmektir. Bu gerçeklik ve sorumluluk ihmal edildiğinde pek çok sorunun yaşanması kaçınılmazdır.” dedi ve bugün insanlığı kuşatan küresel musibetlerin, afetlerin, çevresel krizlerin en büyük sebebinin, insanoğlunun tabiata karşı tamahkâr ve hoyrat şekilde davranması olduğunun altını çizdi. Nazım Tanrıkulu, dosyamıza “Mevsim Döngüsü” yazısıyla katkı sundu: “Derdin kabuk olup kabuğun sürekli cilalanıp durduğu şu zamanlarda, kalbin söylediklerini daha çok duymaya, insanlık olarak mevsimlerin hâllerine uyumlanmaya, doğamızı hatırlamaya derinden ihtiyacımız var.” Dr. Mehmet Ekim, Bir Ayet Bir Yorum köşemizde ilahi kelamın tabiata bakışını Enbiyâ suresi 30. ayet-i kerime ışığında ele aldı. Yeşil Alan köşemizde Şule Tüzün, “Sürdürülebilir Gelecek İçin Çevre Eğitimi”nin önemine değindi. Bu ayki söyleşimizi “Prof. Dr. Adnan Demircan ile Tarih ve Medeniyet Üzerine…” üzerine gerçekleştirdik. Tarihin, toplumlar ve insanlık için geleceğe dair nasıl bir görev üstlendiğini konuştuk.
Sizleri dergimizle baş başa bırakırken çevreyi korumaya yönelik attığımız her adımın, gösterdiğimiz her hassasiyetin gelecek nesillerimize daha güzel ve yaşanabilir bir dünya bırakacağını unutmayalım diyor, herkesi çevre konusunda duyarlı olmaya davet ediyoruz. Dünya Çevre Günü’müz kutlu olsun
Dr. Lamia Levent Abul