Ülkemizin dört bir köşesinde yüreklerimiz kor oldu yandı. Kalbimize bir hançer gibi saplanan acıyla hepimiz enkazda kaldık. Yükümüz ağır, zorlu bir süreçten geçiyoruz. Ancak bizler “Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır.” (İnşirâh, 94/5) ayetine iman etmiş müminleriz. Yaşanılan bu afetten, kederden, birbirimize kenetlenerek yek vücut olup yaralarımızı sararak şifa bulacağız. Zira bizler darda kalana koşan, merhameti kuşanan, acıyı da paylaşarak azaltan yüce gönüllü bir milletiz. Peygamber Efendimiz, “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.” (Müslim, Birr, 66) buyuruyor. İşte şimdi Asr-ı Saadet’in bize söylediği îsâr ahlakıyla yardıma koşma, depremzede kardeşlerimizin elinden tutarak yaralarımızı hep birlikte sarma zamanıdır.
Tarihe baktığımızda geçmiş milletler, müspet ve menfi anlamda birçok hadise yaşamıştır. Kuşkusuz yaşanılanlardan bizim çıkaracağımız dersler vardır. İşte bu tarihsel süreçte Müslümanlar için inci mesabesindeki kesite, “mutluluk dönemi” manasına gelen Asr-ı Saadet denilmiştir. Zira o dönem, âlemlere rahmet olarak gönderilen son peygamberin bereketine, rahmetine ve aydınlığına gark olmuştur.
Diyanet Aile Dergisi olarak bu ay dosya konumuzda “Asr-ı Saadet Bize Ne Söyler?” sorusunun cevaplarını aradık. Kaan. H. Süleymanoğlu, yazısında; her çağda, her toplumda insanın, duygu ve düşüncelerinin çıkış noktasının aynı olduğunu, benzer patikalarda yürüdüğünü, benzer imtihanlardan geçtiğini belirterek en güzel örnek olan Allah Resulü’nün yaşadığı çağın, Asr-ı Saadet’in hayatımızdaki rehberliğine dikkat çekti. Safiye Gölbaşı, Asr-ı Saadet’ten gelen bir dostluk reçetesi olan îsâr ahlakına değindi. F. Feyza Güner, “İlkler ve Onlara Güzelce Uyanlar” yazısıyla Tevbe suresi 100. ayeti ışığında sahabenin güzel örnekliğini hatırlattı.
Biz Bize köşemizde Dr. Kezban Gurbet Gülden, “Gelenekten Geleceğe Kız Çocukları ve Kadınların Eğitimi” yazısıyla medeniyetimize öncülük eden güzide kadınlardan örneklerle eğitimin önemine vurgu yaptı. Nermin Taylan, “Bir Bağımsızlık Manifestosu: İstiklal Marşı” yazısıyla merhum Mehmet Akif’in, sadece istiklalin değil, istikbalin de marşını yazdığına dikkat
çekti. Hayatın İçinden köşemizde Ahmet Ünal, “Afetlerde Maneviyatın İyileştirici Gücü”nün altını çizdi. Ailece köşemizde Klinik Psikolog Fazilet Seyitoğlu, “Depremin Psikolojik Etkileri ile Başa Çıkma” yollarına değindi. İyiliği Konuşalım köşemizde yolumuz “Adıyaman’da Bir İyilik Neferi” olan depremzede din görevlisi Abdullah Sağlam ile kesişti.
Rahmet ayı ramazan-ı şerifin gölgesinin üzerimize düşeceği bu günlerde Rahman ve Rahim olan Yüce Rabbimiz, merhametiyle bizi kuşatsın! Geride kalanlara sabırlar, yaralı olanlara acil şifalar ihsan eylesin. Bu tür kaza ve afetlerden ülkemizi, milletimizi, İslam beldelerini ve tüm insanlığı muhafaza eylesin!
Sizleri dergimizle baş başa bırakırken Berat Kandili’nizi en içten dileklerimizle kutluyor, yeni sayımızda görüşmeyi temenni ediyoruz.
Dr. Lamia Levent Abul