Cenab-ı Hak, insanı en güzel surette yaratmıştır. (Tîn, 95/4.) İnsanı bir erkek ile bir dişiden yaratan Rabbimiz katında en değerli olanlar, takva sahibi olup O’na karşı gelmekten en çok sakınanlardır. (Hucurât, 49/12.) Takva sahipleri Allah’ın emir ve yasaklarına uyarlar. İslam’ın emir ve yasakları kişiyi fıtrata aykırı hâllerden koruyarak onun özüne uygun bir tarzda yaşamasını sağlar. Resulüllah (s.a.s.), her doğan çocuğun fıtrat üzere doğduğunu (Müslim, Kader, 23.) bildirmiştir. Fıtrat, insanın yaratılıştan sahip olduğu asli ve tabii özellikleridir.

Biyolojik cinsiyete müdahale, fıtrata aykırı olup zarurat-ı hamseden nesli bozmaya yöneliktir. İnsanın kendi eliyle kendi türünü bozmaya yönelik bu girişimler aklen de dinen de kabul edilemez. Biyolojik cinsiyeti inkâr etmeyi, fıtrata aykırı cinsiyet rollerinin dayatılmasını, cinsiyete müdahaleyi, Allah’ın verdiği fıtratı bozmayı dillendiren çeşitli hareketlere karşı bireyleri, aileyi, nesilleri, toplumu koruma yönünde yapılan çalışmaların yanı sıra cinsiyetsizleştirme hareketine karşı aileler de bilinçli olmalıdır. Geleceğimiz olan çocuklarımıza verilecek eğitim bu yönde oldukça önem arz etmektedir. Temiz, bozulmamış bir fıtrata sahip nesiller kendine, ailesine, topluma, çevreye, kâinata ve Yaradan’a karşı yabancılaşmaz. Fıtratından uzaklaşan nesiller ise yabancılaşır. Bu yabancılaşma da kişinin dünya ve ahiret saadetine mani olur.

“Fıtratı Korumak” dosya konusu ile huzurlarınıza çıktığımız Ekim sayısında Doç. Dr. Merve Özaykal, “Teknoloji Çağında İnsanı ve Bedeni Korumak: Yaratılışı Değiştirmeme ve İnsanlık Onuru Prensipleri Işığında Bir Değerlendirme”; Prof. Dr. Selim Özarslan, “Gençlerimizi Cinsiyetsizleştirme Çabaları”; Dr. Öğretim Üyesi Gülsüm Pehlivan Ağırakça, “Fıtrata Müdahalenin Bireysel ve Toplumsal Sonuçları” başlıklı yazıları ile fıtratı bozmanın, fıtratı bozan çeşitli müdahalelerin, cinsiyet değiştirme söylemini savunan hareketlerin tehlikelerini ele aldılar. Cinsiyetsizleştirme söylemlerine karşı çocuklara verilecek eğitim dâhil olmak üzere bu konuya dair önemli hususları Prof. Dr. Zeki Bayraktar ile yapılan söyleşide bulacaksınız.

2023 yılının Ekim ayından itibaren canımızı yakmaya devam eden, Gazze’de Müslüman kardeşlerimize karşı başlayan soykırımın maalesef birinci yılı doldu. “Müminler, birbirlerini sevmede, birbirlerine merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahatsızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer.” (Müslim, Birr, 66.) hadis-i şerifi mucibince Gazze’de, Batı Şeria’da, Kudüs’te, Filistin’deki vahşet ve zulme karşı duaya, boykota ve kardeşlerimizin yanında durarak yardıma devam edeceğiz.

Mescid-i Aksa’nın ve Müslümanların bir an evvel feraha ve felaha kavuşması temenni ve duasıyla sizleri Ekim sayımızla baş başa bırakıyorum.

Cafer Tayyar DOYMAZ

DergilereAboneOlmakİçinTıklayınız