İnsanoğlu, yeryüzüne halife kılınmış, emir ve yasaklarla muhatap olmuştur. İslam ile şereflenen insanın bu şerefi daha üst mertebelere taşımasının adı ise takvadır. Yüce Allah’ı sevmenin, O’nun rızasına nail olmaya gayret etmenin, O’na saygı duyarak istemediği davranışlarda bulunmaktan sakınmanın adıdır takva. Kur’an-ı Kerim’de aynı kökten gelen kelimelerin yer aldığı yüzlerce ayetin de gösterdiği gibi takva, İslam’ın temel kavramlarından biridir. Kur’an, iman edip salih amel işleyen müminleri “müttaki” olarak niteler. Müttakilik, iyiliklere sarılan, kötülüklerden kaçınan müminin tavrıdır. Dolayısıyla bir insanın kıymetini değerlendirmek için önemli bir ölçüttür. Allah katında en değerli insanlar takva sahibi olanlardır. (Hucurat, 49/13.) Yüce Allah ilahi kelamında güzel iş yapanlarla beraber olduğunu bildirmiş, müttakilerin dostu olduğunu müjdelemiştir. (Casiye, 45/19.) Yine Kuran-ı Kerim’de sözünde durmak, affetmek, adaletle karar vermek, dürüst ve güvenilir olmak, hem malı hem de canıyla cihat etmek gibi güzel hasletler müttakilerin vasfı olarak zikredilir. (Al-i İmran, 3/76; Maide, 5/8; Tevbe, 9/7.) Allah Resulü de “Öyle bir ayet biliyorum ki, eğer insanların hepsi ona sarılsalar onlara yeter” buyurarak “Kim Allah’a karşı takva bilincinde olursa Allah ona bir çıkış yolu ihsan eder.” (Talak, 65/2.) ayetini okumuş, dünya ve ahirette her türlü zorluktan kurtulmanın yolu olarak takvayı işaret etmiştir. (İbn Mace, Zühd, 24.)
Diyanet Dergisi olarak bu sayımızda “Müslüman Bilinci: Takva”ya değindik. Takva ehli insanların vasıflarını, Peygamber Efendimizin (s.a.s.) örnekliğini ve mümin şahsiyetinin inşasında takvanın önemini sayfalarımıza taşıdık. Prof. Dr. Ömer Kara, “Takva: Sevginin Korkuyla Buluştuğu Yüksek Bir Bilinç ve Farkındalık Hâli”; Prof. Dr. Necdet Tosun, “Sufilerin Gözüyle Takva”; Dr. Sema Yılmaz, “Şahsiyet İnşasında Takvanın Yeri” adlı yazılarıyla dosyamıza katkı sundular. Bu ayki söyleşimizi Ali Rıza Temel ile gerçekleştirdik. Temel, Kur’an-ı Kerim’in çokça zikrettiği takvanın derecelerinden ve takva elbisesi giyinen müminlerin özelliklerinden bahsederek bizler için Hz. Peygamber’in örnekliğine değindi.
Sizleri dergimizle başbaşa bırakırken 571. seneyi devriyesini kutladığımız İstanbul’un fethinin de daha yirmili yaşlarında bir genç olan Fatih Sultan Mehmet eliyle gerçekleştiğini hatırlatarak bütün gençlerimizi sevgi ve hürmetle selamlıyorum. Bereketli okumalar diliyorum.
Cafer Tayyar DOYMAZ