#KEŞFET

Eken Biçer, Konan Göçer

“Emek verip ekin ekenin ürün alacağını, gezerken bir yerde konaklayan” birinin de “oradan kalkarak başka bir yere gideceğini” belirtmek için “Eken biçer, konan göçer” deriz.

Abone Ol

“Emek verip ekin ekenin ürün alacağını, gezerken bir yerde konaklayan” birinin de “oradan kalkarak başka bir yere gideceğini” belirtmek için “Eken biçer, konan göçer” deriz. Bu atasözünü çoğunlukla bir şeyleri elde etmek veya hayatımızı devam ettirebilmek için çaba göstermek gerektiğini, bir yerlerde konaklayan kimsenin de bir gün göçüp gideceğini anlatırken kullanırız.

Gelen geçer, konan göçer. İnsan, nasip oldukça yer içer.

İşte o nasibi arayıp bulmak için de size, bize gayret etmek düşer. Nasip demişken; “nasip” sadece boğazımızdan geçen lokma veya giydiğimiz hırka değildir. İnsanın şükürden, fikirden, sabırdan, nezaket ve kanaatten de bir nasibi olmalıdır. Mesela kanaatten nasibi olmayanı dünya malı zengin etmez. Bize göre asıl dikkat edilmesi gereken mesele şudur; dünyadaki nasibimizi ararken ve bunun mücadelesini verirken, ahiretteki nasibimiz için de bir şeyler yapmalıyız.

Ama ne yapmalıyız, nasıl yapmalıyız?

Tabii ki orada hangi ürünü almak istiyorsak burada onun tohumunu ekmeliyiz.

Sözgelişi dünyada kötülük tohumu eken biri ahirette iyilik çiçekleriyle karşılanmayı beklemesin. Şüphesiz orada iyi bir şekilde karşılanmanın yolu iyilik yapmaktan ve iyililerle beraber olmaktan geçer. Bunu da bilmeyenimiz yoktur herhâlde. Gerçi mesele bilmek de değildir, çünkü bazı kişiler iyi şeyler bildiği hâlde kötü işler ile meşgul olmaktadır. Nihayetinde hepimiz geçici olan şu dünya konağından ebedi olan ahiret yurduna göçeceğiz. Bunun için de dünya - ahiret dengesini gözetmek durumundayız.

“…Müminden ne dünyasını ahireti için terk etmesi ne de ahiretini dünyası için feda etmesi istenir… Sevgili Peygamberimize ait bir hadis olmasa da hikmetli ve özlü bir söz olan, ‘Hiç ölmeyecekmişsin gibi dünya için, yarın ölecekmişsin gibi ahiretin için çalış!’ şeklindeki meşhur deyiş de dünya ve ahiret dengesini vurgular.”

Buna dikkat eden biri için dünya - ahiret dengesini sağlamak zor olmasa gerektir. Hazır “can saatimiz” tıkır tıkır işliyorken ne ektiğimize ve ne biçmek istediğimize karar verelim. Hem de sağlıklı bir şekilde karar verelim ki hayat boyu izleyeceğimiz rota da doğru olsun.

Eğer yanlış bir kararla eğri bir yola girersek gideceğimiz yön de yanlış olur. Bu kadar yanlışın içinde bocalayan bir insanın ahireti hatırlayıp oradaki nasibi için çalışması oldukça güçtür. O hâlde işin kolayını tutup rotamızı Kur’an ve sünnetin yoluna çevirelim ki dengemiz bozulmasın.

Emek verip de biçtiğiniz her şey değerli, şu dünya konağından göçüp de gideceğiniz yer, buradan daha hayırlı olsun.