Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Sırbistan’ın başkenti Belgrad’daki tarihi Bayraklı Camii’nde "Müminler Kardeştir" başlıklı hutbe irad etti, ardından Cuma namazını kıldırdı.
Başkan Erbaş, son dinin İslam olduğunu hatırlatarak "İslam’ın temel gayesi, hiçbir ayrım yapmadan her insana, şeref ve haysiyetine uygun insanca yaşayabileceği bir hayat sunmaktır. Hangi etnik kökene, dine, mezhebe ve meşrebe mensup olursa olsun toplumun bütün fertleriyle iyilik ve adalet esasına dayalı ilişkiler kurmaktır. Yüce dinimiz İslam’a göre doğuştan getirdiğimiz farklılıklarımız, ayrışmaya değil, tanışmaya vesiledir. Ötekileştirme ve çatışmanın değil, sevgi ve saygı temelinde dostça geçinmenin vasıtasıdır." dedi.
- " Fitne ve fesadın sürekli körüklendiği bir dönemden geçiyoruz"
Maddi olanın kutsanıp tamahkarlığın arttığı, manevi olanın örselenip uhrevi değerlerin göz ardı edildiği bir çağa şahitlik edildiğini belirten Başkan Erbaş, "Çıkar çatışmalarının, öldürmenin ve yok etmenin sıradanlaştığı, fitne ve fesadın sürekli körüklendiği bir dönemden geçiyoruz. Masumların yaşam haklarının elinden alındığı, vatanlarının işgal edildiği; mabetlerinin, okul ve hastanelerinin yerle bir edildiği görüntülere şahit oluyoruz. İnsanlık büyük bir inanç, anlam, ahlak ve değer krizi yaşıyor. Böyle bir ortamda işgallerin, savaşların, katliamların girdabında bir çıkış yolu arayan insanlığın yegane çaresi Yüce dinimiz İslam’ın hayat veren mesajlarına sımsıkı sarılmaktır." değerlendirmesinde bulundu.
- "Zalime rağmen mazluma umut ve dayanak olmalıyız"
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, hutbesini şöyle tamamladı:
"Bizler, İslam’ın birer mensubu olarak yaşadığımız her yeri barışın ve esenliğin yurdu kılmak zorundayız. Yaşadığımız şehirleri güven ve adaletin mekanı yapmalıyız. Bulunduğumuz her ortamı dost ve kardeşlik meclisine dönüştürebilmeliyiz. Evlerimizi merhamet ve şefkat ocağına çevirebilmeliyiz. Sözlerimiz hikmetli, davranışlarımız dürüst ve örnek olmalıdır. Bizimle aynı toplumda yaşayanlar; elimizden ve dilimizden emin olmalıdırlar. Zulme rağmen adalete, zalime rağmen mazluma umut ve dayanak olmalıyız. Unutmamalıyız ki, bizim dinimiz İslam, barış ve huzur dinidir. Bizim kitabımız Kur’an-ı Kerim, şefkat ve hikmet kitabıdır. Bizim Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (sas) rahmet ve merhamet Peygamberidir. Bize düşen, İslam’ı en güzel şekilde yaşama ve temsil etmektir. Peygamber Efendimiz (sas)’in çağları aşan mesajlarını insanlıkla yeniden buluşturmaktır. İman şuuru ve salih amel bilinciyle hareket ederek kötülükleri bertaraf etmek, yeryüzünün imar ve ıslahı için gerekli çaba göstermektir. Birlik, beraberlik ve kardeşliğimizden asla ödün vermemektir."
Hutbemi Allah Resulü (sas)’in kardeşlik bağlarımızı güçlü kılmamızın yolunu gösteren şu hadis-i şerifiyle bitiriyorum:
“Birbirinize haset etmeyin. Birbirinize sırtınızı dönmeyin. Birbirinize kin ve nefret beslemeyin. Ey Allah’ın kulları! Kardeş olun!”