ALİ ERBAŞ

Erbaş: Mazlum coğrafyalara umut oldu

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü Mesajı’nda, “Son günlerde Suriye’de yaşananlar, dünyanın diğer mazlum coğrafyalarında hak ve hukuk mücadelesi verenler için bir umut ışığı olmuştur.” ifadesini kullandı.

Abone Ol

Başkan Erbaş, mesajında şu ifadelere yer verdi:

Yüce dinimiz İslam’a göre ırkı, rengi, inancı, coğrafyası ne olursa olsun her insanın canı, aklı, inancı, malı ve nesli mukaddestir, dokunulmazdır. Her insanın ve hatta her canlının doğuştan sahip olduğu haklar vardır. Yüce Allah, söz konusu hakların korunması için hükümler, ölçüler ve ilkleler koymuş; bunlara riayet edilmesini, bu konuda yaşanan ihlaller karşısında duyarlı davranılmasını, bilinçli hareket edilmesini en temel insanî görev olarak tüm insanlığa emretmiştir.

İslam’ın gayesi, insanın Rabbiyle, kendisiyle, çevresiyle ve bütün varlık âlemiyle olumlu ilişkiler kurmasını; bütün ilişkilerini adalet, merhamet, hakkaniyet ve emanet bilinciyle gerçekleştirmesini temin etmektir. Zira yeryüzünde huzur, güven ve barış ortamının tesisi, ancak bu ilke ve ölçülere riayet edildiğinde gerçeklik bulur. Nitekim Müslümanların söz konusu ilkelerle egemen olduğu coğrafyalarda insanlar, bütün farklılıklarına rağmen asırlarca huzur ve güven içine yaşamışlardır.

Ne var ki bugün Batı medeniyetinin hegemonyasında yeryüzü, en temel hak ve hürriyetlere hasret kalmıştır. Barış yurdu Kudüs ve çevresi, bugünlerde hiçbir uluslararası kurala ve hukuka uymayan siyonist zalimlerin elinde, eşi görülmemiş bir katliama sahne olmakta; kadın, çocuk demeden bir millet topyekûn yok edilmeye çalışılmaktadır. İnsanlar, dünyanın gözü önünde evsiz, yurtsuz bir şekilde açlık, susuzluk, salgın hastalık gibi sorunların pençesinde hayatta kalma mücadelesi vermektedir. İnsanlık adına bir utanç vesikası olan bu trajik tablo, kendilerini insan hakları savunucusu gibi göstermeye çalışan uluslararası yapıların ve devletlerin maskesini düşürmüştür. Her fırsatta insan haklarından, hukukun üstünlüğünden dem vuran Batı, bütün inandırıcılığını kaybetmiştir. İnsanlığa barış ve huzur getirme iddiasıyla ortaya çıkan Batı merkezli bütün politikalar iflas etmiştir. Bilinmelidir ki Filistin özgür olmadan insan haklarından bahsetmek mümkün değildir.

Son günlerde Suriye’de yaşananlar, dünyanın diğer mazlum coğrafyalarında hak ve hukuk mücadelesi verenler için bir umut ışığı olmuştur. Baskıcı ve zalim politikaların sonucu olarak evlerinden, mülklerinden, yurtlarından ve en temel haklarından mahrum bırakılan, yıllarca zindanlarda korkunç işkencelere maruz kalan Suriyeli kardeşlerimiz bugünlerde vatanlarına ve özgürlüklerine kavuşmanın haklı gururunu yaşamaktadır. Bu vesileyle zalimlere karşı hak ve hakikat mücadelesi veren bütün kardeşlerimizi tebrik ediyor, gelişmelerin hayırlı neticelere vesile olmasını diliyorum. Yeryüzündeki herkesin onurlu, güvenli, özgürce yaşayabilecekleri, temel hak ve hürriyetlerin teminat altına alındığı bir dünyanın inşası için gayret edenleri muvaffak kılmasını yüce Rabbimizden niyaz ediyorum.