Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın da katılımıyla gerçekleştirilen İngiltere Cambridge Merkez Camii Açılış Töreni’nde konuştu.
Erbaş, “İslam, bütün insanlığın huzur ve refahını isteyen ve bu uğurda gayret etmeyi emreden bir dindir. Nitekim bütün peygamberler, bu gayenin gerçekleşmesi için tevhit, adalet ve güzel ahlak yolunda insanlığa rehberlik etmişlerdir.” dedi.
- İslam, adı barış olan ve getirdiği bütün ilkelerle barışa çağıran bir dindir
“İslam, adı barış olan ve getirdiği bütün ilkelerle barışa çağıran bir dindir.” ifadesini kullanan Prof. Dr. Erbaş, şöyle devam etti:
“Kur’an-ı Kerim’de Yüce Allah bizlere; ‘Hep birlikte barışın ve güvenliğin yolunda olun.’ diye emretmektedir.
İslam’ın en temel iki ilkesi; Âlemlerin Rabbine iman etmek ve salih amel, yani insanlar ve bütün yeryüzü için faydalı işler yapmaktır.
İslam ahlakının en özlü ifadesi; Yaradan’a itaat etmek ve bütün mahlûkata şefkat ve merhametle muamele etmektir.
Dolayısıyla; ırkı, inancı, rengi, dili, coğrafyası, kültürü ne olursa olsun herkesin temel hak ve özgürlüklerini savunmak ve herkesin iyiliği için çalışmak İslam inancının Müslümanlara yüklediği en büyük sorumluluktur.
Yeryüzü 7 milyarı aşkın insanın ortak evidir. Bunun için dünyamızın meselelerini hep beraber sahiplenerek daha iyi bir hayatı ve geleceği inşa etmek ortak hedefimiz olmalıdır.
İnançları sorgulamadan, düşünceleri yargılamadan, hepimizi etkileyen sosyal, ekonomik, çevre gibi meselelerimizi konuşarak daha güzel bir dünya kurmamız mümkündür.
Nitekim bizim inancımıza göre çevreye karşı sorumlu ve duyarlı olmak, insanların ihtiyaçlarını gidermek ve onlara güven veren, gönül alan bir tebessüm göstermek bile ibadet kabul edilmektedir.
Peygamber Efendimiz; ‘Müslüman; elinden ve dilinden emin olunan kimsedir.’ buyurmaktadır.
Müslüman ahlakının en belirgin vasfı; kendisi için istediği iyi şeyleri herkes için istemek, kendisine yapıldığında hoşlanmadığı bir şeyi kimseye reva görmemektir.
Açıkça ifade etmeliyim ki; Kur’an-ı Kerim’in bize anlattığı ve Peygamber Efendimizin sünnetiyle gösterdiği ahlaka göre her Müslüman, kendisinden önce başkalarını düşünen bir anlayışa sahip olmalıdır.”
Camilerin birliğin, dirliğin, paylaşmanın, yardımlaşmanın sembolü olduğuna dikkati çeken Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, sözlerini şöyle noktaladı:
“Camiler birliğin, dirliğin, paylaşmanın, yardımlaşmanın sembolüdür, Sevginin, merhametin, huzurun, muhabbetin en güçlü mekânlarıdır.
Minberi ve kürsüsüyle, üstün insanlık nizamının öğretildiği; ilim ve ahlak, marifet ve hikmet, edep ve muaşeret derslerinin verildiği ilim merkezleridir.
Camiler, İslam düşüncesinin ve ahlakının topluma ve dünyaya açılan kapısıdır.
Dolayısıyla bugün, camiler inşa ettiğimiz gibi, camilerin temsil ettiği değerleri yaşama, koruma ve yaşatma gayreti içinde olmak da bizim ihmal edilemez bir sorumluluğumuzdur.
Bu manada bu güzel cami, beraberce nice güzel işler yapabileceğimizin en somut göstergesidir.
Nitekim başından beri her düşünceden insanın sunduğu katkı ve desteklerle bu cami, adeta insanlığın ortak eserine dönüşmüştür. Esasında bu özelliği nedeniyle Türkiye Diyanet Vakfı olarak biz de ayrı bir önem verdik ve azami kaktı sunmaya çalıştık. İnanıyorum ki; bu eser İslam’ın barış ve rahmet ilkelerinin, Müslümanların bütün insanlığı kuşatan güzel ahlakının temsil edildiği en ideal mekân olacaktır.”