#KEŞFET

Eskisi Olmayanın Yenisi Olmaz

“Yeni bir şey edinildiğinde eskisinin hemen elden çıkarılmasının” doğru olmadığını anlatmak için, “eskisi olmayanın yenisi olmaz” deriz.

Abone Ol

“Yeni bir şey edinildiğinde eskisinin hemen elden çıkarılmasının” doğru olmadığını anlatmak için, “eskisi olmayanın yenisi olmaz” deriz. Bu atasözünü genellikle eskiyen eşyaları atmak yerine onları tekrar kullanmanın önemini vurgulamak veya eski de olsa bir eşyanın değerli olduğunu hatırlatmak için kullanırız.

Belli ki bu söz, her şeyin el emeği göz nuru verilerek hazırlandığı zamanlarda söylenmiş olmalı. Günümüzde çoğu eşya fabrikasyon olduğundan ve çok miktarlarda üretildiğinden bozulan, yıpranan, kırılan veya eskiyen eşyalar çabucak gözden çıkarılmaktadır. Ayrıca modanın cazibesine kapılıp da her sene eşyasını değiştiren ve kılık kıyafetini yenileyen insan sayısı da az değildir. Öyle ya da böyle eşyanın veya elbisenin yok pahasına elden çıkarılması ya da çöpe atılması israftır.

Peki, israfın önüne geçmek için ne yapmak lazımdır?

Elbette ihtiyacı olan birine vermek suretiyle eski de olsa bir eşyayı değerlendirmek lazımdır. Unutmayalım ki bize eski gibi görünen bir eşya başkasının yenisidir ve şu hayatta herkes bizim elimizdeki imkânlara sahip değildir. O sebeple eski ya da yeni olsun, her nimetin kıymetini bilip hakkını vermeye çalışalım.

Kıymet bilen kendi değerini yükseltmiş olur.

Aslına bakarsanız “bize değer kazandıran şeyler, yaptığımız işlerdir” güzel düşüncelerdir. Güzel düşünceli bir insan kâinatta her şeyin bir duruşu ve ruhu olduğunu bilir. Mesela babaannemizden veya dedemizden bize miras kalan eski bir sandalye, çeyiz sandığı ya da baston sadece bir eşya değildir, kıymetli bir hatıradır, hazinedir. Tüm bu eski eşyalar bizim hafızamız olur. Yeni neslin de bunları görmesi ve bir zamanlar ne işe yaradığını bilmesi gerekir. Hız ve tüketim çağında yaşayan gençlerimize bir zamanlar bu yollarda kağnı arabalarının gezdiğini, evleri aydınlatmak için lüks lambaların kullanıldığını da hatırlatalım. Nereden geldiklerini ve nereye gideceklerini unutmasınlar. Hem böylelikle bizi biz yapan değerlere ve kültürel mirasa da sahip çıksınlar.

Binlerce yıllık bir tarihin mensupları olan bizler, tıpkı ulu bir çınar gibi ayakta duran yapıları ve bunları meydana getiren medeniyeti “eski” ya da “köhnemiş” diye bir kenara atacak değiliz ya! Eğer bizim çabamız güzel olan şeyleri muhafaza etmek olursa şu aziz vatanda bir kibrit çöpü dahi ziyan edilmez.

Çabanız ve düşünceniz güzel, vefanız kalıcı bir eser gibi sağlam olsun.