Ezan ne anlama gelmektedir?
Ezan, namaz vaktinin girdiğinin belli ifade kalıplarıyla ilânı, bildirimi demektir.
Namaza başlanırken de haber vermek için tekrar edilien sözlere de “kâmet” denir. Ezan, vaktin girdiğini; kâmet ise namazın başladığını bildirir. Bu iki mübarek çağrı arasında edilen dualar ise geri çevrilmez. (Ebû Dâvûd, Salât, 35)
Hafs b. Âsım b. Ömer b. Hattâb"ın, babası aracılığıyla dedesi Ömer b. Hattâb"dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur:
“Müezzin "Allâhü ekber, Allâhü ekber" dediğinde sizden biri de "Allâhü ekber, Allâhü ekber" derse; sonra müezzin, "Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh" dediğinde o da, "Eşhedü en lâ ilâhe illâllâh" derse; ardından müezzin, "Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh" dediğinde o da, "Eşhedü enne Muhammeden Resûlullâh" derse; sonra müezzin, "Hayye ale"s-salâh" dediğinde o, "Lâ havle velâ kuvvete illâ billâh" derse; sonra müezzin, "Hayye ale"l-felâh" dediğinde o, "Lâ havle ve lâ kuvvete illâ billâh" derse; ardından müezzin "Allâhü ekber, Allâhü ekber" dediğinde o da "Allâhü ekber, Allâhü ekber" derse; sonra müezzin "Lâ ilâhe illâllâh" dediğinde o da bütün kalbiyle "Lâ ilâhe illâllâh" derse, cennete girer.” (M850 Müslim, Salât, 12)
Hz. Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur:
“Ezanı işittiğiniz zaman, onun dediğini tekrarlayın. Sonra bana salât getirin. Çünkü gerçekten kim bana bir defa salât getirirse, Allah onu on rahmet ile anar. Sonra da benim için Allah’tan vesile isteyin. Çünkü vesile Cennet’te bir makamdır ki, ancak Allah’ın kullarından bir kula layık görülmüştür, umarım ki o kul ben olayım. Artık kim benim için Allah’tan vesile isterse, şefaatim ona helal olur.” (Müslim, Salât, 13; Tirmizî, Menâkıb, 1)
Câbir b. Abdullah'tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sas) şöyle buyurmuştur:
“Kim ezanı işitince, "Ey bu mükemmel davetin ve kılınan namazın Rabbi olan Allah'ım! Muhammed"e sana yaklaştıran her türlü vesileyi ve fazileti ihsan et. Onu, kendisine vaad etmiş olduğun Makâm-ı Mahmûd"a kavuştur." derse kıyamet günü şefaatim ona helâl olur.”
Ezan Duası
اللَّهُمَّ رَبَّ هَذِهِ الدَّعْوَةِ التَّامَّةِ، وَالصَّلَاةِ الْقَائِمَةِ، آتِ مُحَمَّدًا الْوَسِيلَةَ وَالْفَضِيلَةَ، وَابْعَثْهُ الْمَقَامَ الْمَحْمُودَ الَّذِي وَعَدْتَهُ
Allah'ım! Ey eksiksiz (tevhid) davetinin ve kılınacak olan namazın rabbi! Muhammed’e (sas) vesileyi ve fazileti ver. Onu, kendisine vadettiğin Makam-ı Mahmud’a ulaştır.
(Buhârî, “Ezan”, 8)