Yapamadık Demir Kubbe, evimiz tenekeydi. Teneke deyip geçmeyin... Bizim için her şeydi. Dünyada yok sayılsak da Gazze’de huzurluyduk. Düzenimiz alt-üst oldu. Şiddetli bir ses duyduk. Denizden alev yükseldi, gök çöktü üstümüze. Kurşunla yazı yazdılar körpecik göğsümüze. Bu nasıl vahşet Allah’ım! Taşları erittiler, bebekleri hedef yaptılar birer birer. Kaçıncı katliamdır bu kesilmiyor arkası. Sahile saçıldı yine kanlı çocuk şapkası.
İşitmedi dünya bizi. Sesimiz Sina’dadır. Bedenimiz yok olsa da ahımız semadadır. Bir tek senin yardımını bekliyoruz Ya Rabbi! Bir de annemin sesini... Kuzum kuzum der gibi. Sinemde Sur üfürüldü ne çare, duyulmadı. Bulutlara kaçsak dahi güvenli yer kalmadı. Gâh güneye ittirdiler kurbanlık koyunları gâh kuzeye getirdiler İblisin torunları. Kuzudan kurban olurun verildiyse fetvası, ulemaya siper olsun kanlı çocuk şapkası.
Alem-i İslam nerede? Yaşayan bir can yok mu? Etlerim lif lif yolundu sesimi duyan yok mu? Hunharca kırdı haydutlar kemiklerim, olmadan. Döktüler kızıl kanımı daha yaşım dolmadan. Hani anne, dostlarımız kardeşimiz var idi? Neredeler söyle anne, göstersene hangisi? Hak’tan başka dost mu gördük yüzyıllık kavgamızda. Mahşer günü Müslümanlar, ellerim yakanızda! Çığlıklarım... Alnınızda ihanetin yaftası. Binlercesi parçalanmış kanlı çocuk şapkası.