Erzurum’da asırlık gelenek 1001 Hatim’lerin başlamasıyla şehir, zemheri günlerinden ikinci bir Ramazan iklimine kavuşur.
Her bir ocaktan Kur’an’ın sedası yükselir, Kur’an ile gönüller sekinete ulaşır.
Kur’an’a aşık gönüller, zorlu kış şartlarında gecenin bir yarsında -40 derece ayazında karlı yolları aşarak camileri doldurur; evini, iş yerini okuduğu Kur’an’la nurlandırır.
Geçmişten geleceğe; genci yaşlısı, kadını erkeği, esnafı çalışanı, amiri memuru hâsılı toplumun tüm kesimi aynı ruh ve inançla manevi bir yolculuğa çıkar.
Bir yılın sonunda veda ederken yeni bir yılı karşılarken son söz de ilk söz de Kelamullah olur. Allah’ın rahmeti ve inayeti umulur.
Pir Ali Baba'dan vasiyettir, Erzurum evladına manevi mirastır 1001 Hatim. Asırlardır yaşatılan, Kur’an’la geçmişten geleceğe sımsıkı bağ kurulan...
Sayı elbette simgeseldir, asıl mana Kur’an’ı özümsemek ve yaşamaktır. İşte bu şuurla, kuşaktan kuşağa aynı ruh ve inançla asırlardır devam eder bu gelenek.
Her yıl 1001 Hatim’in başlamasıyla Ayazpaşa Camii’nde nasiplenenlerin doymayacağı bitmez tükenmez hazinelere sahip Kur’an sofrası kurulur.
Hadis-i Şerifin ifadesiyle "Doğrusu bu Kur’an Allah'ın kullarına sunduğu bir ziyafet sofrasıdır. O halde gücünüz yettiğince O'nun ziyafetini kabul ediniz. Her ziyafet sahibi, davetine gelinmesini ister. Allah'ın ziyafeti ise Kur'an'dır. O halde onu bırakmayın." buyurulur.
Çağrı karşılıksız kalmaz gecenin üçte birinden sonra hatimler başlar okunmaya. Cüzhanlarda birikmeye başlar okunan her bir hatim. Gece ilerledikçe saflar sıklaşır, sırt sırta gönüller Kur’an’la pür-nur olur. Her yürekte bir duayla hep birlikte Kelam’ın sahibine iltica olunur.
Hatimlerin tamamlanmasıyla Ulu Camii'nde yapılan 1001 Hatim duasına nice evlerden, köylerden, şehirlerden hatta dünyanın çeşitli beldelerinden aynı ruhla okunan binlerce hatim bağışlanır. Sabahın erken saatlerinde başlayan dua programında Cuma vaktinin gelmesiyle gönüllerde olanlar artık Cenabıhakk’a emanet edilir. Ve Rabbimizden bir nida "Bana dua edin, duanıza cevap vereyim." (Mü’min 60.) müjdesi duyulur.
Ve yine bilinir ki; "O’ndan başka bir sığınak yoktur!" (Kehf 27). Ondandır atlı hafızların 1001’inci Hatm-i Şerifi şehrin sınırlarını dolaşarak okuması ve adeta şehri felaket ve düşmanlara karşı Kur'an'la mühürleyip zırhlaması.
Dünyada sadece Saraybosna ve Erzurum’a has olan bu Kur’an geleneğini iyi anlamalı, iyi yaşamalı ve gelecek nesillere aktararak inkıtaya uğratılmamalıdır. "Hep birlikte Allah'ın ipine (Kur'an'a) sımsıkı sarılın; sakın ayrılmayın!" (Âl-i İmrân Suresi 103) ilahi uyarısı da asla unutulmamalıdır.
Hâsılı, Alvarlı Efe Hazretlerinin deyişiyle:
"Binbir hatim nuru arşı doldurmuş
Bela musibet yerden kaldırmış
Düşmanları kahreylemiş öldürmüş
Mevla'ya emanet olsun Erzurum."