Son Peygamber Hazreti Muhammed ve ashabı 1445 yıl önce Mekke'den Medine'ye hicret etti.
Mekkeli Müşriklerin Müslümanlara yönelik baskı ve zulümlerinin artması nedeniyle Hazreti Peygamber Müslümanlar için güvenli bölgeler aradı.
Akabe’de kendisine biat eden Medineli Müslümanların, Peygamberi ve Müslümanları koruyacaklarına dair söz vermelerinin ardından Hazreti Muhammed, Müslümanların Medine’ye hicret etmelerine izin verdi.
En son Hazreti Muhammed ve Hazreti Ebubekir’in birlikte yaptığı ve tarihin önemli noktalarından biri olan bu kutlu yolculuğun Müslümanlar ve insanlık açısından taşıdığı önemi, hicretin bugüne dair verdiği mesajları Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Mustafa Irmaklı’ya sorduk.
Irmaklı, hicretin tarihin en önemli hadiselerinden biri olduğunu ifade ederek, “Peygamber Efendimizin Mekke'den Medine'ye hicret edişi, Müslümanlar ve tüm insanlık için aydınlık bir dönemin başlangıcı olmuştur. Peygamber Efendimiz Medine'de büyük bir ahlak ve hukuk toplumu inşa etmiş ve ardından büyük bir medeniyet ortaya çıkmıştır.” dedi.
“İnandıkları değerler uğruna her şeyden vazgeçebilmektir”
Hicretin bugüne ve yarına dair önemli mesajları ve hatırlattığı hakikatler olduğunun altını çizen Irmaklı, “Hicret bize İslam'ın Mekke'deki serencamını, Müslümanların inançları uğruna ortaya koydukları fedakarlığı, mücadeleyi, sabrı ve azmi hatırlatır. Zira Mekke'de her türlü zorlukla, eziyetle karşılaşan, boykota maruz kalan Müslümanlar, inançları uğruna büyük bir sabırla direnmişler, mücadele etmişler ve nihayetinde Mekke yaşanmaz hale gelince hicreti göze almışlardır. Bu anlamda inandıkları değerler uğruna her şeyden vazgeçebilmeyi ifade eder. Mekkeli Müslümanlar, evinden, yurdundan, bütün imkanlarından vazgeçmiş ve inandığı gibi yaşamak uğruna Medine'ye hicret etmeyi göze almışlardır.” diye konuştu.
“Zulümden, haksızlıktan uzaklaşıp adalete, merhamete, iyiliğe gitmektir”
Irmaklı, hicretle beraber İslam düşünce ve ahlakına iki temel kavramın dahil olduğuna işaret ederek, “Muhacir ve Ensar. Muhacir inancı, daha güzel bir hayat yaşama uğruna adalet ve merhamet yolunda her türlü fedakarlığı göze alan kimseyi ifade eder. Ensar ise aynı uğurda her şeyini paylaşmayı, imkanlarını, kardeşlerini açmayı, evini, gönlünü paylaşmayı ifade eder.” ifadelerini kullandı.
Hicretin bütün zamanlar ve mekanlar için büyük bir ahlakın ifadesi olduğuna vurgu yapan Irmaklı, “Bu bağlamda Peygamber Efendimizin hadis-i şerifinde de ifade ettiği gibi kötülüklerden, günahlardan uzak kalmayı, iyiliklere ve güzelliklere yakın olmayı ifade eder. Cahillikten uzaklaşıp bilgiye, hikmete yolculuğu ifade eder. Kötülükten, zulümden, haksızlıktan uzaklaşıp adalete, merhamete, iyiliğe gidişi ifade eder. İnsanın kendi kalbine yolculuğu ifade eder, bir başka boyutuyla. Hasetten, kibirden nefretten, günahtan uzaklaşıp iyiliğe, hüsnüzana, merhamete ve şefkate ulaşmayı ifade eder.” şeklinde konuştu.
“Hakikat uğruna her türlü çabayı, azmi ve mücadeleyi ortaya koymaktır”
Irmaklı, hicretin bugüne ve yarına dair mesajlarını dile getirerek şunları söyledi:
“İnsan için önemli olan, en hayati mesela hakkın ve hakikatin, adaletin ve merhametin, tevhidin ve imanın yanında olmaktır. Yanında olduğu inandığı hakikat uğruna her türlü çabayı, azmi ve mücadeleyi ortaya koymaktır. Gerektiğinde bu uğurda her şeyden vazgeçebilmeyi göze alabilmektir. Aynı zamanda sürdürdüğü bu hakikat ve iyilik mücadelesini gelişi güzel bir şekilde değil, gerekli bir strateji ile en güzel metotla, sünnete uygun bir şekilde yerine getirmektir. Bunun neticesinde hicretin bize ilan ettiği hakikat şudur; hakkın hakikatin yanında olanlar bu uğurda gerekli fedakarlığı yaptığında, en güzel mücadeleyi ortaya koyduğunda Allah bir çıkış yolu gösterecek, onlar muvaffak olacak, onların yaşadığı dönem yeniden adaletin, merhametin, hukukun, şefkatin egemen olduğu bir dönem olacaktır.”