Huzurun kaynaği: Kabul ve Rıza

Hayatımız boyunca pek çok sıkıntı, keder ve musibetle karşılaşırız. Başımıza gelen her olay, dünya imtihanının bir parçasıdır. Ömür dediğimiz sermaye, aslında imtihan için bize tanınan sınırlı süredir. Önemli olan bu süreyi iman ve salih ameller ile geçirebilmek, karşılaştığımız hadiseler karşısında doğru tavırlar ortaya koyabilmektir. Çetin sınavlar karşısında mümin olarak öncelikli sorumluluğumuz, elimizden gelen bütün tedbirleri almaktır. Olaylara soğukkanlı ve metanetli yaklaşmak, çözüm için çaba sarf etmektir. Asla umutsuzluğa kapılmamak, inancımızı ve direncimizi kaybetmemektir. Sebeplere başvuran; ilmin, aklın ve tecrübenin ışığında her türlü tedbiri alan mümin, aynı zamanda tevekkül etmeyi ve ilahi takdire rıza göstermeyi bilmelidir. İsyan ve taşkınlıkla değil, teslimiyet ve sekinetle hareket etmelidir. En güvenli sığınak, Cenab-ı Hakk’ın eşsiz kudreti, ilim ve hikmeti, yardım ve inayetidir. O’na olan inancını bir an bile yitirmemek, müminin hayat ışığıdır.

---

Bir Hadis: "Allah’ım! Senden yardım isteriz, günahlarımızı bağışlamanı isteriz. Sana inanırız. Seni bütün hayırlar ile senâ ederiz. Seni inkâr edenleri reddeder, onlardan alakamızı keseriz." (İbn Ebî Şeybe, Musannef, Salavât, 579)