Hz. İbrâhim’in duası, Hz. Îsâ’nın müjdesi
Yüce Allah, Resûl-i Ekrem Efendimizi şöyle tanıtıyor: “Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah'ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı bir kandil olarak gönderdik.” Ahzâb, (33/45-46) Peygamberimiz hak ve hakikate şahit, iyilik yolunda müjdeleyici, bâtıla karşı da uyarıcıdır. Üsve-i hasene” yani en güzel örnektir bize. Peygamberimiz a.s. Yüce Allah’a karşı olan vefasını O’na çok şükrederek ve kulluğunu en güzel şekilde yaşayarak göstermiştir. Gece ayakları şişinceye kadar namaz kılan Efendimiz (s.a.v)’e niçin bu kadar çok ibadet ettiği sorulduğunda: “Allah’a şükreden bir kul olmayayım mı?’’ (Müslim, Münafikin, 81) buyurarak cevap vermiştir. Peygamberimizin hayatı vefa örnekleriyle doludur. Üzerinde emeği olan hiç kimseyi unutmamış, hayatı boyunca onlara hep vefâ göstermiştir. Hem Hz. İbrahim’i hem Hz. İsa’yı (a.s.) hem de annesini minnetle anmış, onlara karşı vefakârlık göstermiştir. Hz. İbrahim’in duasına duayla karşılık vermiş ve namazlarda okuduğumuz salli-barik dualarını ümmetine miras bırakmıştır.
---
Medine Müdafaası Sona Erdi (1916-1919)
Birinci İnönü Zaferi (1921)
---
Biz hiç kimseyi gücünün yettiğinden fazlasıyla yükümlü kılmayız. Katımızda hakkı söyleyen bir kitap vardır, onlara haksızlık edilmez. (Mü’minûn, 23/62)