“İyilik eden kimseye zamanı geldiğinde başkalarının da iyilik…” edeceğini anlatmak için “İyilik eden iyilik bulur.” deriz. Ayrıca bu atasözünü genellikle insanların ihtiyacını gidermek için koşturan ve iyilik yapmaktan geri durmayan insanlardan bahsederken bir saygı ifadesi olarak da kullanırız.
Özellikle yaptığı iyiliği başa kakmayanların ve sırf Allah’ın hoşnutluğunu gözeterek iyilik yapanların ahirette görecekleri hürmet ve ikram daha büyük olacaktır. Nihayetinde “Kim zerre miktarı hayır yapmışsa onun (karşılığını) görür.”
Bu ilahi bir hüküm olup yapacağımız hayırlı, yani iyi işlerin sayısını artırmaya bakalım. Gerçi insanı, insandan uzaklaştıran ve iyilik yapmaktan soğutan bazı etkenler de yok değildir. Sözgelişi kıskançlık, haset, yalan, dedikodu veya iftira gibi asılsız sözler, iyilik edenlerin önündeki en büyük engellerden birkaçıdır. Biz yine de iyilik yapmak için fırsat kollayalım. İyi niyet ve samimiyetle yapılan her işin sadaka ve ibadet hükmünde olduğunu unutmayalım lütfen.
“Bu minvalde kişinin anne babasına iyilik etmesi, bir garibanın gözünün yaşını silmesi, bir öksüzün ya da yetimin başını okşaması, bir öğrencinin masraflarını karşılaması, bir ihtiyara saygı gösterilmesi, bir hamileye otobüste yer verilmesi de ibadettir.”12 Yeter ki biz niyetlerimizi güzel kuralım, alıp verdiğimiz her nefes bile ibadete dönüşecektir.
Tıpkı iyilik edenlerin iyilik bulması gibi kötülük edenlerin de yapmış oldukları kötülüklerin karşılığını görecekleri gün gelecektir. Kaba kuvvetini veya bulunduğu mevki-makamı kötü niyetle kullanan kişi bilmelidir ki her “Kim… zerre miktarı şer işlemişse onu (karşılığını)…” görecektir. Bundan hiç kimsenin şüphesi olmasın.
Şu yeryüzünden öyle itibarlı, varlıklı, güçlü kuvvetli kimseler gelip geçmiştir ki artık onların esamesi bile okunmaz olmuştur. Bizim de geleceğimiz nokta işte burasıdır; toprak olup gitmektir ama bu bir yok oluş değildir.
Peki ya, nedir?
Elbette yeniden bir diriliştir.
Kur’an-ı bir ifadeyle söylemek gerekirse: “(O gün) Sûra üflenecek, ardından –Allah’ın diledikleri dışında- göklerde ve yerde bulunanların hepsi düşüp ölecek; sonra sûra yeniden üflenecek ve onlar birden ayağa kalkmış, etrafa bakıyor olacaklar.”
Şimdi gelelim en can alıcı soruya; herkesin Allah’ın huzuruna toplanacağı o dehşetli günde, O’nun huzuruna neyle veya nasıl bir şekilde varmak isterdiniz?
Herhâlde kimse O’nun huzuruna dünyadayken işlemiş olduğu kötülükler ile çıkmak istemezdi. O hâlde zerre miktarı kadar da olsa iyilik yapmaktan geri durmayalım. Bakarsınız size önemsiz gibi görünen bu küçücük iyilikler sayesinde “O, sizin günahlarınızı bağışlar, sizi altından ırmaklar akan cennetlere, adn cennetleri içindeki güzel köşklere koyar. İşte büyük kurtuluş budur.”
İyilikleriniz kabul, ibadetleriniz makbul olsun.