İyilik ve kötülük kavramları insanın ideolojisine göre farklılık arz edebilir. Müslümana göre bunu belirleyen elbetteki Kur’an ve Hz. Muhammed (s.a.s)’in uygulamaları ile akıldır. Buna göre, dinin ve aklın doğru ve güzel kabul ettiği söz ve davranışlar iyidir, yanlış ve çirkin gördüğü söz ve davranışlar da kötüdür.
Neden dini ve aklı ölçü olarak aldık?
Çünkü Allah insana çok değer veriyor. Gecesi ve gündüzüyle yeryüzünü insan için yerleşim alanı yapan, gökyüzünü üstümüze bina eden, güneşi yaratarak, yağmuru yağdırarak bütün canlı ve bitkilere hayat veren, daha nice sayısız nimetlerle dünyayı ve kainatı insanın hizmetine sunan, bütün bu sayısız iyiliklerle birlikte insanı özene bezene yaratarak en güzel ve en değerli varlık kılan Allah, değer verdiği insanı korumak için yararlı ve zararlı olacak şeyleri belirtmemesi aklen düşünülemez. Dolayısıyla din, insana iyi ve kötüyü öğretmek ve kötülüklerden korumak için gönderilmiştir. Dinin iyi ve kötü olarak ortaya koyduğu ölçülere akli selimle bakıldığında bu güne kadar yanıltmadığı görülür. Uygulanıp uygulanmaması ayrı bir durum, ancak din neye iyi demişse iyi, neye kötü demişse kötü olduğu kabullenilmiştir. Bu hakikat, Kur’an’ın kesinlikle beşer sözü olmadığının delilidir.
Kur’an’da bir çok yerde “İyilik Yapanlar” anlamında “Muhsinîn” sözcüğü geçer ve Allah muhsinler hakkında övgüyle bahseder. Kendisi insanlara sayısız iyilikler yaptığı gibi, insana da insanlara iyilikte bulunmasını tavsiye eder. (Kasas,77). Zira iyilik, aynı zamanda kötülüğün de panzehiri olduğundan, ancak iyiliklerin çoğalması ve yayılmasıyla kötülükler azalır veya ortadan kalkabilir.
“İyilikle kötülük bir olmaz. Sen kötülüğü en güzel olan davranışla sav; o zaman bir de göreceksin ki seninle aranızda düşmanlık bulunan kimse kesinlikle sıcak bir dost oluvermiş!” (Fussılet, 34)
Kim iyilikle gelirse ona getirdiğinin on katı vardır; kim de kötülükle gelirse o sadece getirdiğinin dengiyle cezalandırılır.” (Enam, 160)
İyilik buğday tohumuna benzer, toprağa atılan bir tohum yüzlerce buğdaya dönüştüğü gibi yapılan bir iyilik de yayılır ve çoğalır. Bu sebepledir ki Allah (c.c.), bir iyiliğe en az on katıyla, başka bir ayette ise kat kat fazlasıyla karşılık vereceğini müjdeliyor.
Kötülüklerin azaltılmasının bir diğer yöntemi de, kötülük yapana iyilik yaparak karşılık vermektir. Ayette de işaret edildiği gibi bu yaklaşım tarzı birbirine düşman olanları dost yapar. Ama böyle bir tepkiyle karşılık verebilmek, Şeyh Edebali’nin dediği gibi er kişinin işidir;
İyiliğe iyilik her kişinin işi,
Kötülüğe iyilik er kişinin işi…
“İyilikle kötülük bir olmaz” sözüyle, aslında iyilik ile kötülük mukayese edilmemektedir.
Çünkü iyilikle kötülüğün aynı olamayacağı zaten biliniyor. Burada, bir iyiliğin karşılığı ile bir kötülüğün karşılığı hesap edilerek iki kavramın değeri biçilmiştir.
Kur’an’ın ortaya koyduğu bu ölçüye göre, iyi bir insan, en az on iyi insana denk sayılırken, kötü bir insanın dengi sadece kötü bir insandır.
İyilik, sahibini yüceltirken, kötülük aşağı çekiyor.
Ayrıca, yapılan iyilikleri görmek ve yapanı takdir etmek de bir iyiliktir. Kişi yaptığı iyiliği unutmalı, ama kendisine yapılan iyiliği unutmamalıdır. En başta Allah’ın iyiliklerini…