Kulluğun özü: Dua
Aklı, iradesi ve üstün yeteneklerine rağmen insan, sınırsız ihtiyaçları, hayat mücadelesi, maruz kaldığı sıkıntı ve musibetler karşısında âciz kalır, bu durumlarda bir sığınağa ve yardıma ihtiyaç duyar. Tek çare olarak Yaratıcı Kudret’e sığınır, O’na yalvarıp yakarır. Bu, insanın fıtratında olan bir duygudur. Bu duygunun dışa yansıması din dilinde “dua” olarak ifade edilmiştir. Dua; kul ile sonsuz güç ve kudret sahibi olan Yüce Allah arasında kurulan manevi bir bağdır, dertlerin devası, kırık gönüllerin gıdasıdır. Dua, kulluğun göstergesi, Peygamberimizin beyanı ile ibadetin özüdür. Bilinmelidir ki dua Allah’a yönelmek, O’nun korumasına sığınmak ve O’ndan yardım ve kurtuluş çaresi talep etmektir. Her konuda insanlara rehberlik eden yüce Allah’ın son kutsal kitabı Kur’an, dua konusunda da bizlere rehberlik etmekte; nasıl, ne zaman ve hangi durumlarda dua edeceğimizi bildirmekte ve bizlere peygamberlerin ve salih insanların dualarından örnekler sunmaktadır.
---
Bir Hadis: “Allah’ım! Sana teslim oldum, sana inandım, sana tevekkül ettim ve sana yöneldim. Senin yardımınla mücadele (gücü elde) ettim...” (Müslim, Zikir, 67)