Kur'an-ı Kerimden Bazı Mesajlar 16. Cüz

Abone Ol

KEHF SÛRESİ

109- “De ki: Rabbimin sözlerini yazmak için denizler mürekkep olsaydı, bir o kadar mürekkep ilâve etseydik dahi Rabbimin sözleri bitmeden mutlaka deniz tükenirdi.”

Yüce Allah’ın ilim ve hikmeti sonsuz ve sınırsızdır; denizler ise büyüklüğüne rağmen sonlu ve sınırlıdır.

Denizlerin tamamı mürekkep olarak kullanılsa, bir o kadar da ilâve edilse yine de Allah’ın ilim ve hikmetini yazmaya yeterli olmaz.

MERYEM SÛRESİ

3- “Hani (Zekeriyya), alçak sesle Rabbine yalvarmıştı.”

Duanın, emreder gibi ve yüksek sesle değil, mütevazı bir şekilde alçak sesle ve yalvarıp yakararak yapılması onun âdâbına daha uygundur.

 Hz. Zekeriyyâ'nın alçak sesle yaptığı samimi dua   Rabbimiz tarafından övgüye layık bulunmuştur.

4- “Rabbim!” demişti, “Benim kemiklerim zayıfladı, saçlarım ağardı. Rabbim! Ben sana ettiğim dualarda hiç eli boş dönmedim."

Hz Zekeriyya'nın ümit kesmeden yaptığı dua kabul gördü ve yaşı çok ilerlediği halde Allah’ın lütfu ile evlat sahibi oldu.

Tevekkül sahibi mü’min, Hz Zekeriyya’nın ...وَلَمْ اَكُنْ بِدُعَٓائِكَ رَبِّ شَقِياًّ“Rabbim! Ben sana ettiğim dualarda hiç eli boş dönmedim."  sözlerini dualarının kabul edileceğine yürekten inanarak tekrar eder.

Yüce Allah, olmaz denilen şeyleri oldurur, samimi olarak yapılan duaları kabul eder.

58- “.. Kendilerine Rahmân’ın âyetleri okunduğunda ağlayarak ve secde ederek yere kapanırlar.”

Allah’ın hidayetine mazhar olmuş, seçkin ve samimi kullar, Allah’ın âyetleri okunduğunda derhal secdeye kapanacak kadar O’na bağlı ve göz yaşı dökecek kadar ihlaslı insanlardır.

61- “...Çok esirgeyici olan Allah’ın, kullarına vaad ettiği, onların idraklerini aşan adn cennetlerine gireceklerdir. Şüphesiz O’nun vaadi yerine gelecektir.”

Adn, cennetin müstesna bölümlerinden biridir. Allah’ın en seçkin kullarına tahsis edildiği bildirilmektedir.

62- “Orada boş söz işitmezler, kendilerine yalnız esenlikler dilenir. Orada, sabah akşam rızıkları hazırdır.”

Adn cennetlerine alınacak olan müminler orada korku ve endişeye kapılacak bir söz duymayacaklar, hep mutluluk içinde olacaklar ve daima yeni mutlulukların müjdesi anlamında “selâm” sözü işiteceklerdir.

96- “İman edip dünya ve âhiret için yararlı işler yapanlara gelince, Rahmân onlar için (gönüllerde) bir sevgi yaratacaktır.”

Allah Teâlâ, rahmet ve merhametinin bolluğunu ifade eden Rahmân ismini de anarak iman eden kullarını seveceğini ve sevdireceğini bildirmektedir.

Hz. Peygamber (s.a.s) Allah’ın, bir kulu sevdiğinde onu Cebrâil’e, göklerdeki varlıklara ve yerdeki insanlara sevdireceğini haber vermiştir (Buhârî, “Bed’ü’l-halk”, 6).

Bir rivayette ise Allah’ın, sevmediği kimseyi de aynı şekilde meleklere ve insanlara sevdirmediği bildirilmektedir (Müsned, II, 413).

TÂHÂ SÛRESİ

12-  “(Ey Mûsâ) İyi bil ki ben, evet yalnız ben senin Rabbinim; artık pabuçlarını çıkar, çünkü şu anda kutsal vadide, Tuvâ’dasın.”

Âyette Hz. Mûsâ’dan niçin pabuçlarını çıkarmasının istendiği açıklanırken, daha çok ayaklarının o kutsal mekâna doğrudan temas etmesinin ve bereketinden nasiplenmesinin istendiği yorumu tercih edilmiştir.

Fakat burada ilâhî vahye muhatap olacak olan Mûsâ’nın kendisini ruhen buna hazırlamasının amaçlandığı, dolayısıyla kendisine çeki düzen vermesi ve daha özel bir saygı göstermesi için uyarıldığı söylenebilir.

102- “O gün sûra üfürülür ve günahkârları o gün gözleri göğermiş olarak toplarız.”

“Gözleri göğermiş olarak” şeklinde tercüme edilen kısım, o günün dehşeti karşısında günahkârların gözlerinin korku ve şaşkınlıktan donuklaşmış bir halde olacağı şeklinde anlamak mümkündür.

Bazı müfessirler burada, böyle kimselerin gözlerinin haşir günü şiddetli susuzluk sebebiyle mavimtrak bir renk alacağına işaret bulunduğunu, diğer bazı müfessirler de kıyamet günü kör olarak haşredileceklerinin kastedildiğini belirtmişlerdir.

103- “Aralarında birbirlerine gizli gizli şöyle derler: ‘Dünyada sadece on gün kaldınız.’”

104- “İçlerinden en aklı başında olanı, ‘Hayır, ancak bir gün kaldınız’ der...”

Âyetlerde, öldükten sonra dirilmeyi inkâr edenlerin mahşerde kendi aralarındaki konuşmalarına dair bir anlatım yer almaktadır.

Burada, “zaman” algısının aldatıcı oluşuna ve hiç bitmeyecekmiş zannedilen hayatın kısalığına da işaret edilmektedir.

(Bu metin DİB Kur’an Yolu Tefsiri isimli eserden istifade edilerek hazırlanmıştır.)

16. CÜZ DUA ÂYETLERİ

MERYEM SÛRESİ

4- “...Rabbim! Ben sana ettiğim dualarda hiç eli boş dönmedim.”

...وَلَمْ اَكُنْ بِدُعَٓائِكَ رَبِّ شَقِيًّا

5- “...(Rabbim) Katından bana bir (velî) çocuk bağışla”

...(رَبِّ)فَهَبْ لٖي مِنْ لَدُنْكَ وَلِياًّۚ

TÂHÂ SÛRESİ

25- “Rabbim!” dedi, “Gönlüme ferahlık ver.”

26- “İşimi bana kolaylaştır.”

27/28- “Dilimden düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar.”

رَبِّ اشْرَحْ لٖي صَدْرٖيۙ

وَيَسِّرْ لٖٓي اَمْرٖيۙ

وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَانٖيۙ

يَفْقَهُوا قَوْلٖى