Müslüman, namaz kılarken her rekatında "Fatiha" suresini okur. Sure’de "Bizi dosdoğru yola ilet!" şeklinde bir dua ayeti vardır. Allah’a kul olmayı ve O’nun hoşnutluğuna ulaşmayı gaye edinenlerin gideceği yol olan Sırat-ı Müstakim, her namazda defaatle hatırlatılır.
Kur’an’ın bahsettiği dosdoğru yol, yine Kur’an’da bizzat Allah (cc) tarafından tarif ediliyor.
Hz. Muhammed’e (sas) emrederek şöyle buyurur;
"Ey Muhammed insanlara de ki:
Gelin, Rabbinizin size neleri haram kıldığını okuyayım:
O’na hiçbir şeyi ortak koşmayın.
Anne babaya iyilik edin.
Fakirlik korkusuyla çocuklarınızı öldürmeyin.
Kötülüklerin açığına da gizlisine de yaklaşmayın.
Haklı bir sebep olmadıkça Allah’ın yasakladığı cana kıymayın.
Rüşdüne erişinceye kadar yetimin malına, onun iyiliğine olmadıkça el sürmeyin.
Ölçü ve tartıyı adaletle yapın.
Söz söylediğiniz zaman, yakınlarınız hakkında bile olsa, adaletli olun.
Allah’a verdiğiniz sözü eksiksiz yerine getirin.
Şüphesiz bu benim dosdoğru yolumdur. Buna uyun; başka yollara sapmayın; sonra onlar sizi Allah’ın yolundan ayırır. İşte günahtan korunmanız için Allah bunları size emretti.” (Enam,151-153)
Yüce Allah’ın, “Benim dosdoğru yolum” şeklinde nitelendirdiği bu ilkeler, müslüman olabilmenin temel taşlarını oluşturuyor ve bu kurallara öncelik verilmeden, titizlikle yerine getirilmeden dosdoğru yola ulaşılamayacağı vurgulanıyor.
Buna göre, Müslüman olmanın ilk şartı olan tevhid inancını bitiren şirke bulaşan, yani Allah’a ait olan işlerde işgüzarlık yapıp kendisine pay kopararak insanları sömüren ve bunlara körü körüne kananlar,
Anne ve babasını yüzüstü bırakan, ihtiyaçlarını karşılamayan evlatlar,
Her ne sebeple olursa olsun çocukları katledenler,
İnsanların kınamasından çekindiğinden onların gözü önünde açıkça kötülük yapmayan, ancak Allah’ın gördüğünü dikkate almayıp insanların göremediği kapalı kapılar ardında kötülükler yapmaktan kaçınmayanlar,
İnsan hayatını hiçe sayanlar,
Yetimin malını hunharca yiyenler,
Ticaretinde sahtekarlık yapanlar,
Yalan konuşanlar, yalancı şahitlik yaparak adaleti katledenler,
Allah’a inandığını ve O’na teslim olduğunu söylediği halde, menfaat söz konusu olduğunda Allah’a verdiği sözü çiğneyenler,
İşte bu kimseler dosdoğru yolda değildirler. Ayetlerden de anlaşıldığı üzere o yola girebilmenin birinci şartı Allah’a hiçbir şeyi ortak koşmadan iman etmek, ikinci olarak da insan hak ve hukukuyla ilgili ayette belirtilen ahlak kurallarını hayata geçirmektir. Dolayısıyla, herkes tarafından kolayca anlaşılır netlikte sıralanan bu insan haklarını hiçe sayan yolunu kaybetmiş, sırat-ı müstakime ulaşması ve Allah’ın hoşnutluğunu kazanması mümkün değildir. Allah’a giden tek yol, ayetlerde zikredilen emir ve yasaklar doğrultususunda hayatı şekillendirip gidilen yoldur. Bunun dışındaki yolların Allah’a gitmediği ayette de açıkça ifade edilmiştir.