GÜNDEM

Kuruma tehdidi altındaki Burdur Gölü çevresinde su verimliliği için gül yetiştiriliyor

Burdur Gölü'nün çevresindeki köylerde 1000 dekarlık alanda mısır ve yoncaya göre daha az suya ihtiyaç duyan gül yetiştirilerek hem gölün kurumasının önüne geçilmeye çalışılıyor hem de yöre halkı daha fazla gelir elde ediyor.

Abone Ol

Yaklaşık 20 yıl önce Burdur Gölü'nün ve içme suyunun korunmasına yönelik başlatılan proje kapsamında, göl çevresinde gül ve lavanta yetiştiriciliğinin yaygınlaştırılması çalışmaları başlatıldı.

Bölgede gül yetiştiriciliği Isparta'nın köylerinin yanı sıra Burdur'un İlyas, Karakent, Kavacık, Yaylabeli, Çimbilli, Ulupınar ve Başmakçı köylerinde de yapılmaya başlandı.

Göl çevresindeki Burdur'un köylerinde gül yetiştiriciliği yaklaşık 1000 dekara ulaştı. Mısır ve yonca üretimine göre gül ve lavanta yetiştiriciliğinde daha az su kullanılıyor.

Rakımı düşük tarlalarda damlama sulama sistemiyle yetiştirilen gül, rakımı 1300 metreden yüksek köylerde ise susuz üretiliyor. Bu yıl sıcak geçen kış ve ilkbahar aylarından dolayı Burdur Gölü çevresinde gül hasadı sezonu 20 gün erken başladı.

Projenin hayata geçirilmesinde katkısı bulunan üretici Öztürk Sarıca, AA muhabirine, yaklaşık 20 yıldır gül ve lavanta yetiştirdiklerini, projeyi bölgede vahşi sulamanın önüne geçmek için başlattıklarını söyledi.

Gül yetiştiriciliği kültürünü korumak, susuz ve damlama sulamayla tarım yapmak için çalışma yürüttüklerini belirten Sarıca, "Gül, mısır ve yoncaya göre yüzde 75 oranında su tasarrufu sağlıyor." dedi.

Projeye başladıklarında Burdur'daki halkın büyük bölümünün gül yetiştiriciliğinden uzaklaşmış durumda olduğunu dile getiren Sarıca, "Özellikle gül yağının fiyatının artması ve kazançlı bir ürün olması göl kenarındaki köylüleri gül tarımına yönlendirdi. Burdur'da 7-8 köyde ciddi anlamda gül üretimi var. Gül, damlama sulama ve bazı yüksek rakımlı köylerde susuz üretildiğinden yonca ve mısıra göre yılda yaklaşık 500 bin ton su tasarrufu sağlanıyor." diye konuştu.

"Sezon bu yıl erken başladı"

Sarıca, su tasarrufu sağlayan gül tarımının bölge halkına ciddi gelir sağladığına dikkati çekerek şöyle devam etti:

"Az su tüketen, ekonomik değeri yüksek ürünler yetiştirdiğimizde hem Burdur Gölü hem insanımız hem de doğamız kazanıyor. Lisinia Doğa olarak 2 bin 400 dekarlık alanda tıbbi aromatik bitki üretimi yapıyoruz. Bunun 220 dekarında gül yetiştiriyoruz. Yılda yaklaşık 100 ton gül rekoltemiz var. Yıllık 30 kilograma yakın gül yağı üretiyoruz. Bu sezon yine 30 kilogram gül yağı üretme beklentimiz var. Küresel ısınmanın en vahşi seyrettiği zamanı yaşıyoruz. Bu durum gül üretimini de etkiliyor. Güllerin yan tarafları açtı ancak üstlerdeki tomurcuklar daha açmadı. Gül sezonu bu yıl erken başladı ve zannediyorum bir buçuk ayda bitecek."

"Gül kokularının içinde gül topluyoruz"

Çalışanlardan Fahriye Çelik de göl manzaralı tarlalarda hasat yaptıklarını dile getirerek, "Gül kokularının içinde gül topluyoruz. Burası gelip gezmeye değer bir yer. Manzarası güzel, gül kokularının içinde çalışmak güzel. Çalışarak ev ekonomimize katkı sağlıyoruz." ifadelerini kullandı.

Kezban İlhan ise kazandığıyla eşine destek olduğunu vurgulayarak, "Üniversiteye giden bir kızım var, onu okutuyoruz. Burdur Gölü manzarası eşliğinde güllerimizi topluyoruz. Herkesi gül kokulu tarlalarımıza bekleriz." dedi.

Ahmet Özcan, "Sabah sekizde gül toplamaya başlıyoruz, öğleden sonra dört gibi bitiriyoruz. 13 kişilik ekibimle günde 450-500 kiloya yakın gül topluyoruz." şeklinde konuştu.