Kus b. Sâide'nin Hayatı
Kus b. Sâide yetiştirdiği hatiplerle tanınmıştır. O, Necran çevresindeki İyâd kabilesine mensuptur. Hayatı hakkında kaynaklarda fazla bilgi bulunmamaktır.
- Kaynaklarda onun en belirgin özellikleri şöyle geçmektedir; iyi bir hatip ve şair olduğu, insanlara nasihat etmek üzere Irak ve Suriye dahil birçok yeri gezdiği, hatta bu arada Bizans imparatoruyla dostluk kurup onunla ilim, akıl, edep, mürüvvet, mal ve mülk konularında sohbet ettiği belirtilmektedir.
- Kısa ve öz konuşması yanında etkileyici ve secili ifadeler kullanmasından dolayı belâgatı “Kus’tan daha beliğ” ifadesiyle darbımesel haline geldiği gibi onun Araplar’ın hakîm ve hakemi diye anılmasına da yol açmıştır.
- Kus b. Sâide’nin Câhiliye Arapları içinde öldükten sonra dirilmeye inanan ilk kişi olduğu, yalnız Allah’a inandığı, Araplar’ı putlardan uzak durmaya, Allah’a ibadet etmeye çağırdığı ve onlara yakında bir peygamberin geleceğini haber verdiği nakledilir.
Resûl-i Ekrem’in, risâletinden önce adı Hanîfler arasında zikredilen Kus b. Sâide’nin Ukâz panayırında verdiği hutbeyi dinlediği, İslâm’a girmek üzere Cârûd b. Abdullah başkanlığında Medine’ye gelen İyâd kabilesi heyetine onu sorduğu ve kendisinin ölmüş olduğunu öğrendiği rivayetler arasında yer alır.
Tevhid inancına vurgu yapması sebebiyle Hz. Peygamber’in çok beğendiği, ancak ezberlemediği bu hutbeyi orada bulunan Hz. Ebû Bekir’in ezbere tekrarladığı rivayet edilir.
Kus b. Sâide'nin meşhur hutbesi
Kus b. Sâide bu meşhur hutbesinde şöyle der:
“Ey insanlar! Dinleyiniz ve belleyiniz; bir şeyi bellediniz mi ondan faydalanınız. Gerçek şudur ki yaşayan ölür, ölen yok olur.
Gelmekte olan şey elbet bir gün gelecektir. Gökte haber, yerde ibretler vardır.
Kapkaranlık gece, burçlar, sema, vadilerle yarılmış yer ve dalgalı denizler ...
Bana ne oluyor ki insanların daima gittiklerini, fakat geri dönmediklerini görüyorum.
Gaflet sahiplerine, geçmiş milletlere ve eski asırların halklarına yazıklar olsun!
Ey İyâd halkı! Hani babalarınız ve dedeleriniz? Hani hastalar ve ziyaretçileri?
Nerede o zorba firavunlar?
Hani o bina kurup da yükselten, yaldızlayıp süsleyenler?
Hani mal ve evlâd?
Nerede o haddi aşıp azan, servet toplayıp yığan ve ‘Ben sizin en büyük tanrınızım’ diye haykıranlar?
Onlar sizden daha çok servete sahip ve uzun ömürlü değil miydiler ? ...”
Hz. Peygamber tekrar dinlediği bu hutbeyi tasvip etmiş ve Kus hakkında, “Allah Kus’a rahmet eylesin, kıyamet gününde onun ayrı bir ümmet halinde diriltileceğini umarım” demiştir.