#KEŞFET

Kütahya’nın tek selâtin camisi

Kütahya’nın  tek selâtin camisi olan Ulu Cami; Yıldırım Bâyezîd, Musa Çelebi, Kanunî Sultan Süleyman ve Sultan Abdülhamîd Hân gibi padişahlardan izlerini taşımaktadır.

Abone Ol

Kütahya Ulu Camii, Kütahya’nın en büyük camisidir.

Kütahya şehir merkezindeki Gazikemal mahallesinde Vâcidiye Medresesi’yle (bugün Kütahya Arkeoloji Müzesi) II. Yâkub Çelebi İmaret Mescidi ve türbesi (bugün Kütahya Çini Müzesi) arasında yer alan caminin inşa tarihi kesin şekilde bilinmemektedir.

Diyanet Haber (@diyanethbr)'in paylaştığı bir gönderi

Arşiv kayıtlarına göre camini inşasının Yıldırım Bâyezîd zamanında başlayıp, Yıldırım Bâyezîd’in oğlu Musa Çelebi tarafından (1389-1402) tamamlatıldığı kabul edilmektedir.

Yıldırım Bayezid Han Camii adıyla da anılan eser Kanunî Sultan Süleyman döneminde Mimar Sinan eliyle tamir görürken, II. Abdülhamîd zamanında da son halini almıştır.

Kanuni Irak seferine çıktığında Kütahya’ya glmiş dört gün burada kalmış ve namazlarını bu cami’de kılmıştır. 
Aslen Kütahyalı olan Evliyâ Çelebi’nin seyahatnamesinde 1672'de cami’nin 180x90 Ayak olduğunu iki yan ve bir kıble kapısının bulunduğunu 57 çam direkli ahşap çatılı olduğunu ifade eder.

İnşa kitâbesi bulunmayan camide dördü onarım kitâbesi olmak üzere beş adet kitâbe mevcuttur. Biri minarede, diğerleri ise son cemaat yerindedir. Son cemaat yerindeki kitâbelerin üçü kapı üzerinde yer alırken, dördüncüsü ise son cemaat yerinin batı duvarındadır.
Yapının en eski kitâbesi minare kaidesindeki 961 (1554) tarihli onarım kitâbesidir ve minarenin camiye ilâve edildiği bilgisini içermektedir.
Cami içindeki büyük sütunlar Aizanoi Antik kentinden (Çavdarhisar) getirilmiştir. 

Kütahya’nın en geniş iç hacmine sahip olan camii, bugünkü haliyle dikdörtgen şeklindeki harim mekânı iki büyük merkezî kubbe, altı yarım kubbe ve köşelerde dört küçük kubbeden meydana gelen bir üst örtü sistemine sahiptir.

Caminin son cemaat yerinin batı tarafındaki bir bölümü XIX. yüzyılda kapatılarak Vahîd Paşa Kütüphanesi şeklinde düzenlenmiştir. Bu kütüphane ile birlikte son cemaat yeri dört mermer sütunla beş birime ayrılmıştır. Ortada bir kubbe, yanlarda birbirine eşit olmayan aynalı tonozların örttüğü son cemaat yeri XIX. yüzyılda camekânla kapatılmıştır.

Mihrabın sağındaki ahşap minber kündekârî tekniğinde geometrik bir kompozisyona sahiptir ve XV. yüzyıla ait olabileceği düşünülmektedir. 
Caminin süslemesinde genellikle bitkisel motiflerden meydana gelen kalem işleri ve hat yazıları dikkat çekmektedir.

Kütahya çini merkezi olarak anılan bir il olmasına rağmen ulu camide mihrabın sağındaki dört karodan oluşan Kâbe tasvirli çini kompozisyonu dışında çini kullanılmaması da ayrıca dikkat çekicidir.

Caminin İç kısmındaki şadırvan görülmeye değerdir. Şadırvanın üstüne dört sütunlu müezzin mahfili yapılmıştır. 

Selatin Camii ne demektir? Selatin Camii ne demektir?