Moskova Merkez Camii'nde yapılan programa, Gaynutdin'in yanı sıra Türkiye'nin Moskova Büyükelçiliği Din Hizmetleri Müşaviri Ömer Faruk Savuran, Büyükelçi ve İslam Tarih, Sanat ve Kültür Araştırma Merkezi (IRCICA) Genel Müdürü Prof. Dr. Mahmud Erol Kılıç, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Araştırmaları Merkezi (İSAM) Başkanı Prof. Dr. Mürteza Bedir ve dini alimler katıldı.
Gaynutdin, burada yaptığı konuşmada, Filistin'deki duruma ilişkin, "Dünyada, özellikle de Orta Doğu'da yaşanan olaylar kimseyi kayıtsız bırakamaz. Tüm dünya, tarihi Filistin topraklarında çatışmaların nasıl ve ne şekilde başladığını hatırlıyor. Mesele 76 yıldır sürüyor ve 100 bin kişinin hayatını kaybetmesine, birkaç milyon kişinin göç etmesine ve yerinden edilmesine yol açtı. Gazze Şeridi'nde binlerce çocuk, kadın ve yaşlı ölüyor. Hastaneler, okullar, camiler, kiliseler yıkıldı." ifadelerini kullandı.
Meselenin siyasi yolla çözülmesi gerektiğini vurgulayan Gaynutdin, şöyle devam etti:
"Şiddetin devam etmesi, yeni çatışmaların ortaya çıkmasına yol açacak. Kutsal topraklarda adil ve kapsamlı barış olmadan bölgede hiç kimsenin güvenliği sağlanamaz. Orta Doğu meselesi başından beri en karmaşık küresel sorunlardan biri oldu ve kalıyor. Mevcut kriz yalnızca çok kutupluluk ilkelerine, farklı güç merkezlerinin dengesine dayalı adil bir dünya düzeninin oluşması çerçevesinde çözülebilir."
Rusya'nın, başkenti Doğu Kudüs olan, 1967'deki sınırlar içinde bağımsız bir Filistin devletinin kurulmasından yana olduğuna dikkati çeken Gaynutdin, "Bu, şiddetin sona erdirilmesi, Orta Doğu'da uzun vadeli barış ve istikrarlı gelişimin, küresel güvenliğin sağlanması ve dünyada gerginliğin azaltılması için temel çözüm." diye konuştu.
- "Gazze'de uluslararası hukuk ihlal ediliyor"
IRCICA Genel Müdürü Prof. Dr. Kılıç da dünyanın çeşitli bölgelerinde aşırılık ve adaletsizlik unsurlarının arttığına dikkati çekerek "Uluslararası mevzuatın etkinliği hala karar verenlerin iradesine bağlı kalıyor. Mesela, Gazze'de Filistinlilere yönelik uygulanan agresif eylemlerin sonucu uluslararası hukuk açık şekilde ihlal ediliyor. Küresel yönetim sınırsız ahlaki bilince dayanmadıkça dünyanın güvenliği ve hukukun adaleti imkansız görünüyor." dedi.
Kılıç, bu dönemde dinin insanlara yol gösterilmesi konusunda önemli rol üstlenmesi gerektiğini vurguladı.
- "Müslümanlar, bazı bölgelerde özgür şekilde hayatını sürdüremiyor"
İSAM Başkanı Prof. Dr. Bedir ise dinin bazen kötüye kullanıldığını belirterek "Böylece din, çatışma hatta ve hatta savaş kaynağına dönüştürülebiliyor. Bu durumda, bazı insanlar diğer din mensubu olanların, kendileri kadar haklara sahip olmadığına inanmaya başlıyor." değerlendirmesinde bulundu.
Dinlerin insanları birleştirebildiğini de belirten Bedir, "Müslümanlar ile gayrimüslimler, 20. yüzyıla kadar birlikte barış içinde yaşıyordu. Bunun nedeni de insanların dini kurallara uymasındadır. Bugün ise bazı bölgelerde Müslümanlar, özgür şekilde hayatını sürdüremiyor. Filistin'de olaylar buna örnek." ifadelerini kullandı.