Mültezem ne anlama gelmektedir?
Sözlükte “sarılmak, bir yere yapışıp kalmak, ayrılmamak” anlamındaki iltizâm masdarından mekân ismi olan mültezem “sıkı sıkıya yapışılan yer” demektir. Hacıların tavaftan sonra burada ısrarla dua etmelerinden dolayı bu adla anılmıştır.
Müteavvez ne demektir?
Mültezem, “Allah’tan günahların affedilmesini dilemek amacıyla içten gelen bir duygu ile yapılan duaların kabul edildiği yer” anlamında Med‘â (bazı kaynaklarda Müddeâ), “bütün kötülüklerin şerrinden sığınılan yer” mânasında Müteavvez diye de anılır.
Mültezem nerededir?
Hacer-i Esved ile Kâbe kapısı arasında kalan 2 metrelik kısımdır.
Hadis-i Şeriflerde Mültezem
Bazı hadislerde mültezemin duaların kabul edildiği mübarek bir yer olduğu belirtilmiş (Beyhakî, es-Sünen, V, 164; Muhibbüddin et-Taberî, s.315), Hz. Peygamber ile sahâbe ve tâbiînden birçok kimsenin burada dua ettiği nakledilmiştir (EbuDâvûd, “Menâsik”, 54; Fâkihî, I, 162). Gerek sahâbe gerekse tâbiîn ileri gelenlerinden birçoğu ayrıca Kâbe’nin etrafındaki çeşitli yerlerde, Hicr’deki altınoluk altında ve Kâbe’nin arkasında batı tarafında Rüknülyemânî’ye yakın bir yerde de dua ederdi.
Abdullah b. Amr b. Âs, Hz. Peygamberin mültezeme gelerek göğsünü, yüzünü ve ellerini açarak oraya yapıştırdığını ve o şekilde dua ettiğini rivayet etmektedir (Ebu Dâvûd, “Menâsik”, 55). Ancak izdihamdan dolayı günümüzde başkalarına eziyet etmeden bunun yapılmasına imkân yoktur. Bu sebeple mültezemin karşısında durularak dua edilmesi daha uygundur.
Müstecâr ne demektir?
Mültezemin simetriği olarak Rükn-i Yemânî ile batı duvarı üzerinde Abdullah b. Zübeyr’in açtığı ve daha sonra Haccâc b. Yusûf’un kapattığı kapı arasında kalan kısma da “müstecâr” (günahların bağışlanması için sığınılan yer) adı verilir. Buraya duaların kabul edildiği yer anlamında “müstecâb” denildiği de bazı kaynaklarda zikredilir.
Bir rivayete göre Cenâb-ı Hak, Hz. Âdem’in tövbesini Rükn-i Yemânî ile Kâbe’nin arka kapısı arasındaki bu yerde (Fâkihî, V,235), diğer bir rivayete göre ise mültezemde (Ezrakî,I, 248; Muhibbüddin et-Taberî, s. 316) kabul etmiştir.
Mültezem’de ne zaman ve nasıl dua edilir?
İltizam özellikle vedâ tavafından sonra yapılır. Mâlikîler ve Hanbelîler’le Hanefî mezhebinde en sahih ve meşhur kabul edilen görüşe göre Makām-ı İbrâhîm’in arkasında iki rek‘at tavaf namazı kılıp zemzem içtikten sonra Safâ’ya çıkmadan önce Mültezem’de durup dua etmek müstehaptır. Şâfiî kaynaklarından anlaşıldığına göre kudûm tavafının arkasından Mültezem’de dua edip iki rek‘at tavaf namazı kılmak, vedâ tavafından sonra ise iki rek‘at tavaf namazını kılıp zemzem içtikten sonra Mültezem’de dua etmek menduptur (Gazzâlî, I, 258, 265; Kalyûbî, II, 108, 125; krş. Nevevî, VIII, 259).
Hac görevini ifa eden kimse vedâ tavafını yaptıktan sonra, dilediği bir duayı veya bazı selef âlimlerinin tavsiye ettikleri ve fıkıh kitaplarında Mültezem duası diye zikredilen şu duayı okuyabilir: “Allahım! Ev senin evin, kul senin kulun ve senin kullarının çocuğudur. Emrime verdiğin vasıtalarla beni ülkelerinde dolaştırıp gezdirdin ve nimetine eriştirdin, hac ibadetini yerine getirmemde bana yardım ettin. Eğer benden razı olduysan rızanı arttır, onu eksik etme, esirgeme. Eğer razı olmadıysan nerede ise evim haline gelen ve ruhumda yer eden evinden uzaklaşmadan bana ihsanda bulun. Eğer izin verirsen artık ayrılma zamanım geldi. Senden ve evinden asla vazgeçmiyor, yüz çevirmiyorum. Allahım! Bedenime sağlık ve âfiyet ihsan et, dinim konusunda beni kötülüklerden koru. Dönüşümü hayırlı kıl, ölünceye kadar beni tâat ve ibadetinden ayırma, dünya ve âhiretin iyiliklerini nasip eyle. Sen her şeye kadirsin” (Ahmed b. Hüseyin el-Beyhakī, V, 164; İbn Kudâme, III, 462-463). Bazı Hanefî kaynaklarında bundan farklı bir dua metni de kaydedilmektedir (Ebû Mansûr Muhammed b. Mükerrem el-Kirmânî, I, 627-628; Osman b. Ali ez-Zeylaî, II, 37).