Sivas İl Müftülüğü tarafından "Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası" münasebetiyle "Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası" konulu konferans düzenlendi.
Fidan Yazıcıoğlu Kültür Merkezinde düzenlenen konferansa Vali Yardımcısı İhsan Maskar, Aile ve Sosyal Hizmetler İl Müdürü Özgür Kırmızıtaş, İş-Kur İl Müdürü Hikmet Canpolat, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürü Mustafa Doğan, Gençlik ve Spor İl Müdür Vekili Ebubekir Özen, sivil toplum kuruluşu temsilcileri, ilçe müftüleri, din görevlileri ve vatandaşlar katıldı.
Kur’an-ı Kerim tilavetinin ardından selamlama konuşmasında her bir din görevlisinin toplum için birer örnek şahsiyet olduğunu söyleyen İl Müftüsü Ahmet Celalettin Altunkaya, “Peygamber varisi onun emanetçisi olan, her kademesinde görev alan başkanlığımızın değerli çalışanları. Diyanet İşleri Başkanlığımız bu yılki Mevlid-i Nebi ile Camiler ve Din Görevlileri Haftası temasını 'Peygamberimiz ve Şahsiyet İnşası' olarak belirlenmiştir. Bu minvalde bir din görevlimiz, bulunduğu yerde en çok saygı duyulan hal ve anlayış ile herkese örnek olacak bir şahsiyettir. Cemaate sadece namaz kıldırmakla kalmaz aynı zamanda dini meselelerde olduğu gibi diğer sosyal konularda da cemaatine yardımcı ve örnek olan bir şahsiyettir." dedi.
Prof. Dr. Kadir Özköse konferansına Mevlid-i Nebi Haftasının tüm İslam alemine huzur ve barış getirmesini temenni ederek sözlerine başladı. Özköse, "1446 yıl önce doğumuyla dünyayı şereflendiren Efendimizin doğumunun seneyi devriyesi olan Mevlid-i Nebi haftasında; O’na sevdalı, O’nun vahyini dillendiren bir de O’na yürekten bağlı din görevlisi kardeşlerimle olmanın mutluluğunu yaşıyorum. Diyanet İşleri Başkanlığımızın bu yıla özel olarak hazırlamış olduğu tema aslında günün teması, bugünün sorunu, bugünün problemi. Mutlaka benim, senin parmak basmamız, yaraları sarmamız gereken bir tema." dedi.
"İnsanların yüreklerine dokunmamız lazım"
Prof. Dr. Özköse, konuşmasının devamında günümüzün en büyük probleminin "İnsanlık krizi" olduğunun altını çizerek şunları kaydetti:
"Bugün gözlerimizin önünde krizler meydana geliyor, çeşitli sosyal problem ve çalkantılar yaşanıyor, bununla beraber günümüzün en büyük en ciddi problemi insanlık krizidir. İnsanlığın vicdanının donduğu, dumura uğradığını tahrip edildiği ve insanlığın her yönden uyuşturucusuyla, bağımlısıyla, terörüyle şiddetiyle ahlaksızlığıyla cinsiyetsizliğiyle, insan haklarını elinin tersiyle bir tarafa itecek kadar bireysel yada kitlesel, bölgesel ya da kütlesel boyutta bir kriz var, bir feryat var, bir yangın var bu yangın sadece oralarda ateşe gelmiyor. Bu yangın bugün ocağımıza düştü, bugün mahallemize düştü, bugün köyümüze kentimize düştü. Ve nice canlara kıyan içimizden caniler çıkar oldu. Karıncaya bile basmaktan, bir kuşun bile yuvasını bozmayı dünyanın en veballi en sancılı işi gören, komşunun meyvesine haberi olmadan elini uzatmaktan imtina eden, başkasının namusuna, iffetine, canına, malına, dinine, mezhebine, meşrebine, kimliğine en ufak bir tarzı, tavrı olmayanlardan kıyım makineleri çıkar oldu. Cinayet şebekeleri türer oldu. Kardeş olarak, ümmet olarak, insanlık olarak, millet olarak gönülleri fethe çıkan bir toplumken içimizden kimileri kardeşine, atasına, anasına, babasına söz eder oldu. Ve teknolojiyle her şey yaklaştı anlık görüntülü konuşuyoruz artık. Bir anda fırsat, yardım ulaştırabiliyoruz belki, ama yürekler arasına deryalar, mesafeler girdi. İnsanların yüreklerine dokunmamız, onların gönüllerini onlarla birebir ilgilenerek feth etmemiz gerekiyor.
"Dünyanın gözü önünde ölen çocuklar vicdanlarını etkilemedi"
Ve dünya kamuoyunun gözü önünde 7 Ekim’de ortaya, ayyuka çıkan ama yüzyıldır Mescidi Aksa esir edildi. Orası benim imanımdı,benim edebimdi, şanımdı. Hz. Ömer’in, Selahaddin Eyyûbi’nin emanetiydi. Maalesef bugün Mescidi Aksa’nın namusu talan edildi. Bugün dünyanın gözü önünde Filistin haritasını noktalara indirgeyecek kadar darma dağın kıldılar. Dünyanın gözü önünde 2 buçuk milyon insanı iki yudum suya hasret bırakan cinayet şebekeleri oluştu. Dünyanın gözü önünde 15 bin çocuğun öldürülmesi güç odaklarının vicdanlarına zerre kadar tesir etmedi. O güç baronlarına sormak lazım. o çocukların, o kadınların suçu neydi de öldürdünüz. O yaşlıların, teyzelerin, amcaların suçu neydi de yerinden ettiniz. Bugün sayısı bilinen 50 bin insan yerinden yuvasından edildi.
"İhlasla yoğurduğunuz yüreklere davranış kalitesi kazandırmanız gerekiyor"
İlim İslam’ın canı, ruhu ilimsiz olmaz. Bugün bizler sizler, insanlarla birebir gönül bağı kurup ilgilenmemiz gerekiyor. İmanla, ilimle, ihlasla yoğurduğunuz yüreklere davranış kalitesi kazandırmanız gerekiyor. İbadet eğitimi vermeniz gerekiyor. Salih ameli şiar edinmeniz gerekiyor. İmanla ameli bir arada yürütmeniz gerekiyor. Ve inandıklarınızı eyleme döküp, bir bir fiil yaşamanız gerekiyor. Ve en önemli haslet ahlak eğitimi, dürüstlük eğitimi, kimlik eğitimi, karakter eğitimi. İbadetim çok olabilir, ahlakım güzel değilse nafile, eğer imanım ahlakıma yansımıyorsa nafile. Ben camideki duruşumu, evime,ticaret haneme, sokağıma, mektebime taşıyamıyorsam şahsiyetim olgunlaşmamıştır. Şahsiyet eğitimini etrafımızda sağlamamız gerekiyor. Şahsiyet olgunlaştığı zaman, işte o zaman ümmet uyanacak, işte o zaman Mescid-i Aksa’nın yüzü gülecek."