DİYANET HABER

Ramazanın müjdecisi Berat Kandili idrak edilecek

Abone Ol

Berat Kandili, 23 Ocak'ta başlayan "üç aylar"ın ikincisi olan şaban ayının 15'inci gecesine denk geliyor.

İslam'a göre "berat" günahlardan arınma, temize çıkma, ilahi af ve rahmete nail olma anlamlarına geliyor.

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi İdris Bozkurt, AA muhabirine, beratın bir suçtan azade olmak anlamına geldiğini söyledi.

Berat gecesinde birçok kişinin Allah'ın affına mazhar olduğunu belirten Bozkurt, bu kullar arasına girmek için çaba ve gayret sarf etmek gerektiğine işaret etti.

Bozkurt, berat gecesini af ve mağfiret gecesi olarak idrak etmek gerektiğini vurgulayarak, "Berat gecesi, manevi iklim bereketinin bol olduğu bir fırsat gecesidir. Rabbimizin geçmişte yaptığımız hata, kusur ve günahları affetmesi için dua etmeliyiz." ifadelerini kullandı.

Kandil gecesinde Kur'an-ı Kerim okuma ve nafile namaz kılma, gündüz ise oruç tutmanın tavsiye edildiğini anımsatan Bozkurt, "Şu an sıkıntılı dönemlerdeyiz, afet dönemindeyiz. Halkımızın, İslam dünyasının içinde bulunduğu sıkıntılardan kurtulması için Rabbimize dua etmeliyiz." diye konuştu.

Depremler nedeniyle hayır ve hasenata daha fazla önem verilmesi gerektiğinin altını çizen Bozkurt, "Evini, yuvasını kaybeden insanlar var. Çeşitli yardım kuruluşları aracılığıyla deprem bölgesindeki mağdur, muhtaç insanların yardımına koşabiliriz. Dualarımızın kabul olması için bu tür vesileler aramalıyız." açıklamasını yaptı.

Berat ne demektir?

Berat sözü “berâet” kelimesinin kısaltılmış şeklidir. Borçtan, suç ve cezadan, hastalıktan kurtulmak demektir. Buna göre “Berat gecesi” günahlardan kurtuluş gecesi demektir. Berat gecesi için Arapça eserlerde “şâbanın ortasındaki gece”, “mübarek gece”, “rahmet gecesi” ve “sak (الصك = belge) gecesi” mânalarına gelen terkipler kullanılmaktadır.

Müslümanlar tarafından bu gecenin derin bir saygı ve heyecan ile kutlanmasının sebebi budur.

Berat Kandilinin fazileti nedir ve bu gecede neler yapmalıdır?

Bu geceye mağfiret gecesi de denmiştir. Çünkü bu gecede pek çok kimseyi Cenab-ı Hakk’ın affedeceği Peygamberimiz tarafından bildirilmiştir. Peygamberimiz bu geceyi ibadetle geçirmiştir. Berat gecesine mahsus bir namaz ve ibadet yoktur. Bu gece, Kur’an okunarak, dua ve istiğfar yapılarak, kaza ve nafile namazı kılınarak ve yoksullara yardım edilerek ihya edilir.

Allah Resûlü, üç aylardan Recep ve Şâban ayına, bu ayların sonuncusu ve tüm senenin sultanı olan Ramazan’a hazırlayıcı olmaları bakımından değer vermiş ve bu aylarda bulunan birtakım geceleri ise özellikle ibadetle geçirmiştir. Bu gecelerden biri olan Şâban ayının on beşinci gecesiyle ilgili olarak Allah Resûlü şöyle buyurmaktadır: “Allah Teâlâ, Şâban’ın on beşinci gecesi dünya semasına iner (rahmet nazarıyla bakar) ve Kelb kabilesine ait koyunların kıllarının sayısından daha fazla kişiyi bağışlar.” Recep ayı, içinde Regâib ve Mi’rac gecelerini saklarken, Şâban ayı Berât gecesi ile taçlanmaktadır. Böylesi zamanların değerini, Allah’ın insanlara olan bitip tükenmez rahmetine bağlamak en doğru yaklaşım olarak görünmektedir. Allah Resûlü’nün, “Allah’ım! Recep ve Şâban aylarını hakkımızda mübarek eyle, bizi Ramazan ayına ulaştır.”  diye ettiği duanın arkasında da inananları Kur’an iklimlinin egemen olduğu Ramazan ayına hazırlama arzusu yatmaktadır diyebiliriz.

Önem atfedilen bazı gecelerin ise, özel bazı olaylarla ilgili olduğu anlaşılmaktadır. Söz gelimi İsrâ gecesi, asıl kutsallık ve değerini mi’racın ilk basamağının bu gecede gerçekleşmesinden almaktadır. Bu gecelerde bulunan ortak özellik, insanları dünyevî bağlardan kopararak semavî yüceliklere götüren olayların meydana gelmiş olmasıdır. İsrâ ve Mi’rac gecesinde Hz. Peygamber’in şahsında, insanoğlu Rabbine erişmiş, Kadir gecesinde ise, ilâhî akış tersine döndürülerek semadan insanlığa Kur'an inmiştir.