Sahur ne anlama gelmektedir?
Sözlükte “sabah olmadan önceki vakit, gecenin son üçte biri” anlamındaki seher kelimesiyle aynı kökten gelen sahûr (sehûr, sühûr), dinî bir terim olarak oruç tutacak kişilerin oruca hazırlık olmak üzere imsak vaktinden önce gece yedikleri yemeğe sahur denir.
İftarda acele etmek, sahuru geciktirmek sünnet olduğu gibi, sahur vakti, duaların makbul olduğu vakitlerden biridir.
Nitekim Hz. Peygamber (sas), "Sahur yiyiniz; çünkü sahurda bereket vardır." buyurarak sahur yemeğini teşvik etmiştir.
Resûl-i Ekrem, sahurun bereketinden sık sık bahsetmiş, sahâbeden Irbâd b. Sâriye’yi (ra) sahura davet ederken de, “Mübarek yemeğe gel!” diyerek bu yemeğin hayırlı ve bereketli olduğunu farklı bir şekilde ifade etmiştir. Ayrıca sahur yapanlara Allah Teâlâ’nın merhamet, meleklerin de hayır dua edeceği müjdesini vermiştir.
Bütün bu delilleri dikkate alan fakihler sahura kalkmanın hükmünün sünnet olduğu sonucuna varmıştır. Bazı hadislerde ifade edildiği gibi sahurun tutulacak oruca güç yetirebilmek için vücuda besin sağlama amacı taşıdığı açık olmakla birlikte, sahura kalkan müminin asıl hedefi Hz. Peygamber’in sünnetini yerine getirerek bu vaktin feyiz ve bereketinden yararlanmaya ve neticede Allah’ın hoşnutluğunu kazanmaya çalışmak olmalıdır. Bunların yanı sıra Peygamber Efendimiz (sas), “Bizim orucumuzla Ehl-i kitabın orucunu ayıran (şey), sahur yemeğidir.” (Müslim, Sıyâm, 46) diyerek sahur yapmanın oruç ibadetinde Müslümanların ayırt edici bir vasfı olduğunu bildirmiştir.
Fakihler bu durumun Müslümanlara önceki ümmetlere göre sağlanan bir kolaylık olduğunu, dolayısıyla Ehl-i kitap’tan farklı davranarak sahura kalkmanın bu nimetin şükrü anlamına geleceğini belirtmiştir.