Sahur ve İftar: Oruçla Gelen Bereket ve Sevinç
“Gecenin son üçte biri” için kullanılan “seher” kökünden gelen “sahur”; oruç tutmak üzere, fecrin doğuşundan önce yenen yemeğe verilen isimdir. İftar ise güneşin batışıyla oruç yasaklarının kalktığı zamanı ifade etmektedir. Sahur, sevabını Yüce Allah’ın (cc) vereceği önemli bir ibadete başlamanın heyecanı, iftar ise nimetlere kavuşmanın sevinci ile geçen bereketli zaman dilimleridir. İftar davetlerini verirken akrabaların, dostların, komşuların dikkate alınması güzeldir. Fakat bu daireyi genişleterek iftar sofralarına ihtiyaç sahibi insanları buyur etmek, Allah’ın (cc) rızasına çok daha uygun bir davranış olacaktır. Allah’ın sevgisine ve rızasına kavuşabilmek için sahurdan iftara kadar günlerini oruçlu geçirenler hem bu dünyada huzuru hem de ahirette mutluluğu kazanırlar. Bu güzel anlarını yakınlarla, dostlarla ve muhtaçlarla paylaşanlar ise birlikteliğin coşkusu ve yardımlaşmanın bereketiyle bu mutluluklarını bir kat daha artırırlar.
Bir Hadis: "Mübarek Ramazan ayı size geldi. Yüce Allah bu ayda size oruç tutmayı farz kıldı. Bu ayda sema (cennet) kapıları açılır, cehennem kapıları ise kapanır ve şeytanların azgınları bağlanır." (Nesâî, Sıyâm, 5)