Diyanet İşleri Başkanlığı ve Türkiye Diyanet Vakfı tarafından organize edilen “Yılın En Uzun Gecesinde Tefekkür“ etkinliği kapsamında yatsı namazı sonrası Türkiye genelindeki camilerde programlar gerçekleştirildi.
Giresun İl Müftülüğünce Hacı Miktat Camii’nde düzenlenen programda cami görevlileri Kur’an-ı Kerim’den aşırlar okudu, tekbir, kaside ve ilahiler seslendirdi.
Yatsı namazının cemaatle kılınması, salavat ve tesbihatın ardından Giresun İl Müftü Yardımcısı Fatih Sarıgül cemaate hitap etti.
İl Müftü Yardımcısı Fatih Sarıgül, tefekkür eden her müminin, yaratılış gayesini, Allah’a kulluğun önemini, zamanın ve sağlığın kıymetini, ayrıca salih amelin değerini daha iyi idrak edebileceğini vurguladı.
- "Tefekkür aklın ibadetidir"
İl Müftü Yardımcısı Sarıgül, tefekkürün olaylara ibret nazarıyla bakmayı ve sorumlulukların farkına varmayı sağladığını ifade ederek şunları kaydetti:
"Zaman, su misali akıp gidiyor. Her geçen an, ömür sermayemizden eksiliyor ve bizi gençlikten olgunluğa, oradan da kaçınılmaz bir sona, yani ölüm ve hesap gününe doğru yaklaştırıyor. O gün ne zaman, nerede ve nasıl karşımıza çıkacak, bunu bilmiyoruz. Ama bir gerçek var ki, o gün mutlaka gelecek.
Yüce Rabbimizin bize lütfettiği her nimet gibi, ömrümüz de aslında bir emanettir. Bu emaneti nasıl kullandığımızdan, nerelerde ve ne uğrunda tükettiğimizden sorumluyuz. Zaman, Allah’a karşı sorumluluk bilinciyle geçirildiğinde kazanca dönüşür, insanı hüsrandan kurtarır. Allah’a imanla, Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed’in (sas) sünnetine uygun bir hayatla bereketlenir. İyilikle, ihsanla, erdemle ve güzel ahlakla süslenen ömürler, mamur bir hayatın kapılarını aralar.
Yılın en uzun gecesi olan 21 Aralık’ı idrak ediyoruz. Böylesi bir gece, geçmişimizi gözden geçirmek, hatalarımızın muhasebesini yapmak, günahlarımıza tevbe etmek ve hayatımızda tertemiz sayfalar açmak için eşsiz bir fırsattır. Her birimiz, bu gecede kalbimize dönelim. Geçmişteki yanlışlarımızı düşünelim, tövbelerimizi ve dualarımızı Rabbimize arz edelim. Hayatımızı, Rabbimizin rızasına uygun işlerle geçirmek için yeni kararlar alalım.
Değerli kardeşlerim, unutmayalım ki insan olmak, şerefli bir sorumluluğu yüklenmektir. Bu emaneti hakkıyla taşımak, hesap gününü hatırdan çıkarmamak ve zamanı en güzel şekilde değerlendirmekle mümkündür. Vakitlerimizi boş ve faydasız işlerle heba etmeyelim. Hatalarımızdan dönelim, ibadetlerimizi artırıp hayır ve iyiliklerimizi çoğaltalım."
- "Yüce Rabbimize yakınlaşma gayretiyle huzura erelim"
Sarıgül, gün ve gecelerin insanoğluna, tefekkürün, iç muhasebenin, Allah’a yönelişin en güzel fırsatlarını sunduğunu şu sözlerle ifade etti:
"21 Aralık gecesi Rabbimizle aramızdaki bağları kuvvetlendirmek için eşsiz bir nimet ve imkandır. Hikmet ehli büyüklerinden bir zat, manevi mesafe almanın üç kalbin birleşmesiyle mümkün olduğunu ifade etmiştir. Gelin bu üç kalbi birlikte tefekkür edelim. Birincisi Kur’an’ın kalbi olan Yasin Suresi’dir. Kur’an-ı Kerim, hayat rehberimizdir. Gecenin sükunetinde, Yasin Suresi’ni okumak, Rabbimizin sonsuz rahmetini hatırlamak, kalbimizi aydınlatan bir nur olur. İkincisi Mümin kulun ihlaslı kalbidir. Rabbimiz, ibadetlerimizde ihlası yani samimiyeti esas alır. İhlas, yaptığımız her ameli yalnızca Allah için yapmaktır. Uzun gecelerini ihlaslı bir şekilde ibadetlerle süsleyen bir mümin, manevi olarak yol alır ve Rabbine daha da yaklaşır. Gecenin karanlığı, kalbimizin ihlas ışığıyla aydınlanır. Üçüncüsü ise gecenin kalbi olan seher vaktidir. Seher vakti, Rabbimize en yakın olduğumuz anlardandır. İşte bu vakitte gece namazıyla secdeye kapanmak, Rabbimize dua etmek, O’nun rahmet kapılarına yaklaşmak, ruhumuza huzur ve ferahlık bahşeder.
Bu uzun gecede Rabbimizin bize bahşettiği bu üç nimeti hakkıyla değerlendirelim. Kalplerimizi Kur’an’ın nuruyla süsleyelim, ihlasla niyetlerimizi yenileyelim, seher vaktini dua ve ibadetle bereketlendirelim. Çünkü Rabbimiz, kendisine yönelen kullarını sever ve onlara rahmetiyle muamele eder."
Dua ile tamamlanan programın ardından vatandaşlara ikramda bulunuldu.