Sesiyle karanlıkları aydınlatan sahabi: Bilâl-i Habeşî (r.a)

Mekke çöllerinde kızgın kayaların altında “Ehad!” diyordu Bilâl. Gün geldi Bilâl’in sesi Medine semalarında işitilir oldu. Allah’ın dini güçlendikçe Bilâl’in sesi daha gür çıkar oldu. Artık Peygamber Mescidinde müminleri namaza çağırıyordu Bilâl, Peygamber’in yanından hiç ayırmadığı müezzini olmuştu. Bilâl “Allahu ekber” dediği anda O’nun dışındaki her şey küçülüyordu. Bilâl “Eşhedu en la ilahe illallah” diyor, sesinin ulaştığı her bir zerre buna şehadet ediyordu. Bilâl “Hayya ale’s-salah” dediğinde Peygamber mescidi müminlerle dolup taşıyordu. Bilâl ezan okuyor, Allah Resûlü dinliyordu. Sonrasında Nebî’nin arkasında bütün bir kâinat kıyama duruyordu. Sadece Peygamber Mescidinde yankılanmadı, Allah Resûlü’nün gittiği her yere eşlik etti Bilâl’in sesi. Çok sevdiği müezzininin her an yanında olmasını arzuluyordu Nebî. Bir zamanlar Ehad diyen bu sesten, artık Allahu ekber nidaları işitiliyor, Bilâl’in sesiyle Mekke semaları aydınlanıyordu.

---

Kocakarı Soğukları (Berdelacûz, Eyyâm-ı Husûm) Başlangıcı (11-17 Mart)

---

“Rabbimiz Allah’tır” deyip de dosdoğru çizgide yaşayanlar, işte onların üzerine melekler şu müjdeyle inerler: “Korkmayın, kederlenmeyin, size vaad olunan cennetle sevinin!” (Fussilet, 41/30)