Tayyar Altıkulaç ve İslam Ansiklopedisi

Hukukçu ve Yazar Ergun Göze*, Hollanda merkezli müsteşrikler tarafından hazırlanan Millî Eğitim Bakanlığı tarafından Türkçeye tercüme edilen İslam Ansiklopedisinden bahisle yerli ve millî on ciltli yeni bir İslam Ansiklopedisi çıkarmayı düşünür.

Abone Ol

Bu düşüncesini de kuvveden fiile geçirmek için Diyanet İşleri Başkanlığında ve Türkiye Diyanet Vakfında güzel hizmetlerde bulunan İlahiyatçı ve Hukukçu Ahmet Uzunoğlu’yla Ankara Diyanet Vakfı’nda bir görüşme yapar. Ahmet Bey, aynı zamanda TDV mütevelli heyet üyesi ve Vakıf Genel Müdürü’dür.

O görüşmede Ergun Bey; “Ahmet Bey, bugünkü dünyada insanların ciltlerle kitap okuyup bilgi edinme zamanı yok. İnsanlar en kısa yoldan bilgi edinip, işine devam etmek istiyor. Bu da ancak ansiklopedilerle mümkün oluyor. Böyle bir ansiklopedi çalışmasına başlarsam Diyanet Vakfı bana yardımcı olur mu?” (I)  

Uzunoğlu, bu konuda yapmayı düşündüğünü yazılı bir metin haline getirmesini ister. Rapor haline getirilen belgeyi de üyesi olduğu heyete getirir. Mütevellide görüşüldükten sonra Ansiklopedinin çıkmasına karar verilir.

Diyanet İşleri Başkanı ve TDV Mütevelli Heyet Başkanı Tayyar Altıkulaç, her ne kadar Ansiklopedinin çıkartılmasına heyette karar verilmişse de konuyu bir de İstanbul’daki kadim dostları Bekir Topaloğlu, Hayrettin Karaman, İsmail Lütfü Çakan, İsmail Karaçam, Ahmet Uzunoğlu ve İsmail Erünsal’la bir kez daha görüşür.

Saim Yeprem Hoca’nın evinde 20 Mayıs 1982’de yapılan görüşme sonunda arkadaşlarının ortak kanaati; “Bugün Türkiye’de İslam Ansiklopedisi hazırlanması için gerekli olan İslami potansiyel yok. Bu çok ciddi bir iş. Yanlış bir karar almışsınız. Bu şartlarda ilmî bir İslam Ansiklopedisi çıkarılamaz. Mütevelli heyeti bu kararından vazgeçsin. Ergun Göze’ de bu işi yapabilecek bir kişi değil. Buna rağmen çalışmaya devam ederseniz, bizlerden bir yardım bekleme.” şeklinde olur.

Biraz sert de olsa dostlarının yorumlarına ikna olan Altıkulaç, alınan kararın iptali için meseleyi tekrar mütevelliye getirir.

O toplantıda bulunan ve konuşmaları not eden Uzunoğlu, İsmet Selim, Fikri Gültekin, Sami Uslu, İsmail Hakkı Yılanlıoğlu’undan oluşan heyet üyelerini arayarak; ‘…aldığımız kararın, dışardan birilerinin görüşüyle iptaline müsaade etmeyelim. Vakfı biz mi yönetiyoruz, onlar mı?’ diye bilgilendirir.

Tekrar görüşme sonunda Tayyar Bey’in dışındaki üyeler, Ansiklopedinin çıkması yönünde görüş belirtir. Böylece eski görüş teyit edilmiş olur. (II)

Toplantıda alınan karara göre; çalışmanın başına Ahmet Gürtaş’ın ‘Büyük İslam Ansiklopedisi Genel Müdürü’ unvanıyla getirilmesine,

Ergun Bey’in danışmanlığının devamına,

Ergun Bey’in yaptığı çalışmasına telif ücreti ödenmesine, (Bu arada yaklaşık bir cilt kadar fasiküller halinde çalışma yapılmış)

Yeni kararların Göze’ye iletilmesine ve anlaşmanın feshine karar verilir.

Uzunoğlu Ergun Bey’in İstanbul’daki avukatlık bürosuna gider. Gerekli bilgilendirmeyi yapar. Ergun Bey de, “Ahmet Bey, benim karşımda bir vakıf var. Teklifinize itirazım yok. Siz ne teklif getirirseniz kabulümdür.” der ve fesih sözleşmesini imzalar.

Ergun Bey, imzayı attıktan sonra; “Ahmet Bey, bu fesih sözleşmesine göre İslam Ansiklopedisi’nin ilk cildinin telif hakkını bana verdiniz mi?” ‘Evet’ “Bu sözleşme ile bana verilen telif hakkımdan bana ödenecek paraları babamın ruhu için Türkiye Diyanet Vakfı’na bağışlıyorum.” cümlesini evrakın altına yazar ve imzalar. Danışmanlık ücreti için de şöyle der: “Ahmet Bey, fiilen çalışmadan bir hayır kurumu olan vakıftan ücret almam.” Der ve ekler; “Şunu biliniz ki, ben bu işi para için yapmadım. Ülkemizin ve hatta İslam âleminin böyle bir esere ihtiyacı olduğu için yapmak istedim. Öyle ümit ediyorum ki, TDV güzel bir çalışmayla bu eseri ülkemize kazandırır.”

Ergun Bey’in bu nezaketli yaklaşımından memnun olan Ahmet Bey, kendilerini zorda bırakmayıp tam aksine rahatlatan tutumundan dolayı teşekkür eder. O, bu tutumuyla bütün vakıfçılara örnek olacak bir tavır sergilemiş olur.

Yeni alınan karar gereği çalışmaya başlanır. O yıllarda Marmara İlahiyatta talebe olduğum için zaman zaman bizim hocaların da katıldığı toplantıları hatırlıyorum.

Tayyar Altıkulaç Zorlukları Aşarken kitabında bu mevzuyu anlatırken; ‘Tercüman Gazetesi köşe yazarlarından Ergun Göze’nin “Yeni İslam Ansiklopedisi” adıyla bir ansiklopedi çıkaracağı haberi geldi. Ahmet Uzunoğlu vasıtasıyla gelen bu haberi tamamen vakfa mal edilmek koşuluyla 22 Kasım 1980 gün ve 142 sayılı karar uyarınca bir sözleşme imzalayarak İstanbul Cağaloğlu’nda kiralanan bir büroda bu işi yürütme görevi Ergun Göze’ye verdik.’

İş karar verildikten sonra başlıyor. Tayyar Bey, “Biz bu kararı alırken yeterince istişare etmediğimizi daha da önemlisi ilim ehliyle konuşmadığımızı işe başladıktan sonra öğrendim. Hele bir de İbrahim Kafesoğlu’nun on ciltli bir ansiklopedinin en az on yılda çıkabileceğini söylemesi bende şaşkınlık yarattı. Oysa biz aldığımız karar gereği 3-5 yılda çıkarmayı planlanıyorduk.”

Ansiklopedinin çıkarılma kararından sonra işleri yürütmek üzere Ahmet Gürtaş’ın genel müdürlüğünde Hayrettin Karaman, Bekir Topaloğlu, Yaşar Kandemir ve Mehmet İpşirli’den oluşan bir ekip görevlendirildi. Sırf Ansiklopedi için Bağlarbaşı’nda güzel bir de bina satın alındı. Artık iş yoluna girdi. (II)

1983 yılında hazırlıklarına başlanan ansiklopedinin ilk fasikülü 1988’de yayımlanmaya başlandı. 2013 yılında 44. Cildi basılarak tamamlandı. 2016’da iki ek ciltle beraber 46 cilt olarak raflardaki yerini aldı. Ansiklopedi 16,865 maddeden oluşmaktadır. Diyanet İşleri Başkanlığının birimi olan İslam Araştırma Merkezi (İSAM) tarafından yürütülen çalışma, 3-5 yılda on cilt olarak çıkarılması düşünülürken 33 yılda 44+2=46 cilt olarak tamamlandı.

Diyanet, İSAM ve Türkiye Diyanet Vakfı’nın en prestijli, en hacimli eseri olan İslam Ansiklopedisi, sadece Türkiye’nin değil İslam Dünyasının medar-ı iftiharıdır.

Dünya çapındaki İslam Ansiklopedisi, Tayyar Altıkulaç’ın Diyanet İşleri Başkanlığında başlayarak Mehmet Sait Yazıcıoğlu, Mehmet Nuri Yılmaz, Ali Bardakoğlu’yla devam edip Mehmet Görmez zamanında tamamlandı.

Günümüz itibariyle dijitale aktarılarak milletin ve ilim dünyasının istifadesine sunulan, ilmi araştırmalarda örnek alınan İslam Ansiklopedisi, İSAM tarafından farklı dillere tercüme edilirken aynı zamanda maddeler üzerinde de ekstra çalışmalar yapılmaktadır.

1857’de çıkartılmaya başlayan Oxford İngilizce Sözlüğü konu edinen Deli ve Dahi filmini izlemiştim. O filmden etkilenerek Diyanetteki karar vericilerden birine; “Hocam, Ansiklopedinin bir filmini veya belgeselini yapsak olmaz mı?” demiştim. O da hemen İSAM’ı arayarak bilgi verdi. Telefondaki muhatabı; ‘biz de öyle bir şey düşünüyoruz’ dedi. Bu duruma çok sevindim. Çalışmalar sonunda her ne kadar istenen kıvamda olmasa da “Hep 33 Yaşında” sloganıyla Ansiklopedinin filmi/belgeseli yapıldı.

Teşekkür: Özellikle Ansiklopedinin fikir babası Sabah, Tercüman ve Türkiye gazetelerinde köşe yazarlığı yapan Ergun Göze’ye, Diyanet ve TDV’de hiçbir zaman birinci adam olamasa da birinci adamların asla vaz geçmediği Ahmet Uzunoğlu’na, oldukça meşakkatli süreci sarraf hassasiyetiyle takip eden dönemin Diyanet İşleri Başkanı Tayyar Altıkulaç’a, kararlarında ısrarcı olan yönetim kuruluna, ansiklopedinin devamını sürdüren Diyanet İşleri Başkanlarına, devasa eserin hazırlanmasını sağlayan İSAM çalışanlarına, basımını gerçekleştiren TDV’ye ve Diyanet İşleri Başkanlığına böyle kıymetli eseri ülkemize kazandırdıkları için teşekkür ederim.

Emeği geçenlerden ahirete irtihal edenlere rahmet, sağ olanlara da hayırlı ömürler diliyorum.

------

· Ergun Göze; 1931'de Sivas'ta doğdu. İlk ve orta öğrenimini burada tamamladı. Çorum Lisesi'nden mezun olduktan sonra İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne girdi. Fakülteyi 1957'de bitirdikten sonra, birtakım arkadaşları ile birlikte Babıâli Yayınevi'ni kurdu. Ölçü dergisinde basın hayatına başladı. Tercüman, Türkiye ve Sabah gazetelerinde köşe yazarlığı yaptı. Türkiye’nin kanaat önderlerinden olan Göze’nin çok sayıda basılmış kitabı var.

Son olarak Boğaziçi Yayınları'nın editörlüğünü yapan Ergun Göze Evli ve üç çocuk babasıydı. 2009'da Kadıköy'deki evinde vefat eden Ergun Göze, Merkez Efendi Camii'nde kılınan cenaze namazının ardından, Merkez Efendi Mezarlığı'na defnedildi.

I- Bir Neslin Öncüleri İlk İmam-Hatip Kuşağından Porteler, Mahmut Çetin, Biyografi Net, S.584-588

II- Zorlukları Aşarken, Tayyar Altıkulaç, Cilt II, S.231-