Sözlükte “işittirmek” mânasındaki tesmî‘, fıkıh terimi olarak namazda rükûdan doğrulurken سَمِعَ اللّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ “semiallahü li-men hamideh” (Allah hamdedenin hamdini kabul eder) cümlesini söylemeyi ifade eder.
Sözlükte “övmek, şükretmek” anlamına gelen tahmîd ise tesmîin ardından ayakta iken, رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ “Rabbenâ leke’l-hamd” (Ey rabbimiz! Hamd sana mahsustur) duasını okumak demektir.
Bu duanın farklı şekillerini Zeynüddin İbn Nüceym, Haskefî, İbn Âbidîn gibi Hanefî fakihleri fazilet derecesine göre şöyle sıralar: “Allāhümme rabbenâ ve leke’l-hamd”; “Allāhümme rabbenâ leke’l-hamd”; “Rabbenâ ve leke’l-hamd”; “Rabbenâ leke’l-hamd.” Yine Hanefîler’den Kâsânî ve Burhâneddin el-Mergīnânî gibi fakihlerle Şâfiîler’e göre bunların en faziletlisi “Rabbenâ leke’l-hamd”, Hanbelîler ile Mâlikîler’e göre ise “Rabbenâ ve leke’l-hamd”dir.
Hanefîler ve Şâfiîler tesmî‘ ve tahmîdin sünnet, Mâlikîler tesmîin sünnet, tahmîdin mendup, Hanbelîler her ikisinin vâcip olduğu kanaatindedir.
Cemaatle kılınan namazlarda rükûdan doğrulurken imam سَمِعَ اللّهُ لِمَنْ حَمِدَهُ“semiallahü li-men hamideh” dedikten sonra cemaat رَبَّنَا لَكَ الْحَمْدُ “rabbenâ leke’l-hamd” der. Tek başına namaz kılan kimse ise her iki cümleyi sırasıyla kendisi söyler. Rükû tekbirini alırken ellerin kaldırılmasının sünnet olduğunu kabul eden fakihlere göre rükûdan kalkarken de eller kaldırılır.