“Bakanlar ve Görenler” mütefekkir ve şair İsmet Özel’in denemelerinden oluşan güzel bir kitap. Yıllar önce okumuştum. Gerçeği anlama konusunda çok ciddi fikir vermişti.
Her bakanın göremediği, görenin de anlayamadığı bir çağda yaşıyoruz.
Özellikle modern hız kültürü hemen her şeye “turist bakış”ıyla bakmamızı sağlıyor.
Kâinatı turist bakışıyla seyrediyoruz. Evrenle barışık yaşadığımız günler geride kaldı. Şehirlerimizdeki heyula gibi yüksek binalardan gökyüzünü ve gökyüzünün güzelliklerini göremiyoruz. Bırakınız gökyüzünün güzelliklerini görmeyi yanımızdaki, komşumuzu dahi göremiyor, hal-hatır soramıyoruz.
Gördüğümüzü zannettiklerimizi gerek fotoğraf makinası ve gerekse cep telefonuyla resmini çekip atıyoruz. Bir daha bakmıyoruz bile. Oysa ibret almak için bizden dönüp dönüp bakmamız isteniyor. (67/4)
Ne gittiğimiz yere nüfuz ediyor ne de gittiğimiz yerin bize nüfuz etmesine müsaade ediyoruz. Her şey ani ve çabucak oluyor. Veya öyle olmasını istiyoruz.
Haris olmaya gerek yok. Sakin olmalıyız. İşimizi yapalım ama paniklemeyelim.
İnsanları tahkir etmeyelim. Unutmayalım her insan mükerremdir.
“Aldandığım olmakla beraber ben bütün insanlara evliya muamelesi yaptım” diyor Fethi Gemuhluoğlu.
Birbirimize tahammül etmeliyiz. İyi yönlerimizi görebilmeliyiz. Tıpkı ölmüş bir köpekten tiksinen havarilerine; “…ne güzel dişleri var…” diyen Meryemoğlu İsa gibi.
Maalesef dinginliğimizi her geçen gün kaybediyoruz. Birden parlıyor, nasihate kendimizi kapatıyoruz. Bir aceleciliktir almış başını gidiyor.
Pekiyi ‘…bu gidiş nereye?’
Bu acelecilik niye?
Bir şey yaparken sürekli ikincisini düşünüyoruz.
Yaptığımızdan da zevk almıyoruz.
Bu tavrımız muhatabımıza da sirayet ettiğinden birbirimizi etkiliyoruz.
Böyle olduğu için de dinlediğimizi kendimiz için dinlemiyoruz.
Baktığımıza kendimiz için bakmıyoruz.
Çektiğimizi kendimiz için çekmiyoruz.
Söylediğimizi kendimiz için söylemiyoruz.
Bilmeliyiz ki, her şey önce kendimiz ve ibret almak için olmalıdır.
Nakıstan tam olmadığı gibi, olmamış da olduramaz.
Kendimize, aile efradımıza, eşimize-dostumuza; yeryüzü ve gökyüzüne kısaca kâinata turist bakışıyla değil ibret nazarıyla bakmalıyız.
I-AŞK İLE ANI SEYRETMEK
G ö n ü l S e d a s ı’n d a n A k i s l e r
Sadettin Ökten/Kemal Sayar