Vakıflar Genel Müdürlüğünce, Vakıf Ankara Balo ve Kongre Salonu'nda "Vakıf Başkanları İftar Buluşması" programı düzenlendi. Program, Kuran-ı Kerim tilaveti ve dualarla başladı.
Bakan Ersoy, ramazan ayı dolayısıyla vakıf temsilcileriyle bir araya gelmekten duyduğu memnuniyeti dile getirerek, vakıfların yalnızca yardımlaşma kuruluşları değil aynı zamanda medeniyetin temel taşları olduğunu söyledi.
Selçuklu'dan Osmanlı'ya, Osmanlı'dan bugüne uzanan vakıf geleneğinin, eğitime, sağlığa, sanata ve insana yapılan yatırımlarla herkesin hayatına dokunduğunu belirten Ersoy, "Bugün siz kıymetli vakıf başkanlarımız ve yöneticilerimiz, bu kutsal emaneti yaşatırken, umut ve iyiliğin de öncüsü oluyorsunuz. Sizler, yalnızca maddi destek sağlayan kurumlar değil aynı zamanda merhametin ve dayanışmanın da temsilcilerisiniz." ifadelerini kullandı.
Kahramanmaraş merkezli 6 Şubat depremlerinin ardından vakıfların üstlendiği kritik rolün önemine işaret eden Ersoy, "6 Şubat'ta meydana gelen büyük depremlerin ardından, devletimiz tüm kurumlarıyla birlikte harekete geçti. Acılarımız büyüktü ancak millet olarak gösterdiğimiz dayanışma çok daha büyüktü. İşte bu süreçte vakıflarımız, yardım elini uzatarak binlerce insanımıza umut oldu." diye konuştu.
- "Ayasofya, Selimiye ve Sivasi Hatun Camii gibi eserlerimiz koruma altında"
Vakıflar Genel Müdürlüğünün deprem bölgesinde yürüttüğü çalışmalar hakkında da bilgi veren Ersoy, "Vakıflar Genel Müdürlüğümüz, depremden etkilenen 11 ilimizde Ramazan boyunca iftar sofraları kurmuş, gıda yardımları ulaştırmış, ihtiyaçlı ailelere destek olmuş ve çocuklarımızın yüzünü güldürmüştür. Bu çalışmalar, vakıf kültürümüzün ve dayanışma ruhumuzun en somut göstergelerinden biridir." dedi.
Vakıf kültürünün sosyal yardımlaşmayla sınırlı kalmadığına işaret eden Ersoy, vakıfların kültürel mirası koruma misyonunu da vurguladı.
Ayasofya, Selimiye ve Sivasi Hatun Camii gibi önemli tarihi eserlerin onarım süreçlerine de değinen Bakan Ersoy, şu bilgileri paylaştı:
"Dünyanın en önemli kültürel miraslarından biri olan Ayasofya, İstanbul'un kalbinde, asırlardır ayakta duran bir medeniyet sembolüdür. 2020'de yeniden ibadete açılan Ayasofya için başlattığımız onarım çalışmaları, büyük bir titizlikle yürütülmektedir. Vakıflar Genel Müdürlüğümüz öncülüğünde yürütülen kapsamlı onarım sürecinde caminin özgünlüğünü koruyarak güçlendirilmesi sağlanmıştır. Özellikle minarelerdeki taş işçiliği, kurşun kaplamalar ve iç mekandaki kalem işi süslemeler özenle restore edilmiştir. Sivasi Hatun Camii de özgün mimarisi korunarak ihya edilmiştir. Bu restorasyonlar, yalnızca geçmişimizi korumakla kalmıyor, aynı zamanda geleceğe olan sorumluluğumuzu da yerine getirmemizi sağlıyor."
- "377 vakıf eserinin onarımı devam ediyor"
Bakan Ersoy, deprem felaketinin ardından bölgedeki vakıf eserlerinin onarımı için hemen harekete geçtiklerini, çalışmaların titizlikle sürdüğünü söyledi.
Geçen yıl 11 eserin onarımının tamamlandığını belirten Ersoy, "377 vakıf eserinin onarımı titizlikle sürdürülmektedir. Ne mutlu bizlere ki bu yıl içerisinde depremden etkilenen tüm vakıf eserlerinin restorasyonunu tamamlamış olacağız." bilgisini verdi.
Vakıf geleneğinin yalnızca bugünü değil geleceği de şekillendiren bir miras olduğunu vurgulayan Ersoy, "Kültür ve Turizm Bakanlığı olarak vakıflarımızın her zaman yanındayız. Sizlerin yaptığı her güzel iş, geleceğimize ışık tutuyor. İyiliği yaymak, ihtiyaç sahiplerine umut olmak, birlik ve beraberliğimizi daim kılmak hepimizin sorumluluğudur." diye konuştu.
- "Amacımız, vakıflarımızın toplumumuza en iyi şekilde hizmet etmelerine yardımcı olmaktır"
Vakıflar Genel Müdürü Sinan Aksu da tarihte Hz. Muhammed'in Fedek Bahçesi'ni vakfetmesi, Hazreti Ömer'in ise Hayber'in fethinden sonra ganimet olarak kendisine düşen bir arazinin satılmaması, miras bırakılmaması ve hibe edilmemesi şartı ile muhtaç, misafir ve Allah yolunda olanların istifadesi için vermesinin ilk vakıflar olarak kabul edildiğini anlattı.
Aksu, Hz. Muhammed ile başlayan bu şuurun, Selçuklu ve Osmanlı'da kurulan 62 bin vakıf ile çağının ötesinde devlet geleneğini oluşturduğunu, özellikle kalkınma ve şehirleşmede üstlendiği rol ile Türk-İslam medeniyetini geliştirdiğini belirtti.
Türk medeniyetinin bir vakıf medeniyeti olduğunu, hayırsever ecdadın merhamet ve fazilet yüklü fedakarlıklarıyla asırlar boyunca milyonlarca insanın ihtiyacını gideren, yüzünü güldüren vakıflar kurduğunu ifade eden Aksu, şunları kaydetti:
"Vakıflar Genel Müdürlüğü olarak bizler yardımlaşma duygularının ön planda olduğu ramazan ayını özellikle yardımlaşmada bir fırsat olarak görüyoruz. Sadece bu sene ramazan ayı içerisinde 81 ilimizde 135 noktada 100 bin vatandaşımızı iftar sofralarımızda buluşturuyoruz. 42 bin yetim ve öksüz evladımızın bayramlıklarını alıyor, 75 bin ailemize gıda yardımını sağlıyor, 50 bin öğrencimizin burslarını kesintisiz yatırıyor, 7 bin kardeşimize ise muhtaç ve engelli maaşı ödüyoruz. Bütün bunları, iyiliği, yardımlaşmayı, dayanışmayı ve en önemlisi Allah rızasını hedefleyen hayırsever ecdadımızın asırlar öncesi kurdukları ve yönetimi bizde olan vakıfların hayır şartları doğrultusunda yerine getiriyoruz."
Bakanlığın kurumsal liderliğinde, kültür varlıklarının korunması, restoresi, ihya edilmesi, Osmanlı'nın emaneti hayır hizmetlerinin yerine getirilmesinin yanı sıra vakıf sisteminin işleyiş ve denetimi çerçevesinde çalıştıklarını dile getiren Aksu, şöyle devam etti:
"Cumhuriyet sonrası kurulan 6 bin 640 vakfımızdan beklentimiz, hayrat niteliğinde eserleri toplumumuza kazandırması, hayır şartlarının yerine getirilmesini teminen, mutlak suretle gelir getirici mahiyette akarlarının olması ve yönettikleri vakıfların olmazsa olmazı hayır şartlarının bulunmasıdır. Bu şartların yerine getirilmesi ile eğitimden, sağlığa, çevreden, teknolojiye var olan her biri kurumsallaşmış vakıflarımız devletin yükünü hafifletecek, milletimize hizmet edecek değerli varlıklardır."
- "Amacımız, tüm vakıflarımızın faaliyetlerini sürdürmelerini sağlamak"
Genel Müdürlük olarak her bir vakfın faaliyetlerini Rehberlik ve Teftiş Başkanlığı eliyle şeffaf ve adil bir şekilde denetlediklerini, onların karşılaştığı sorunların çözümüne katkı sağladıklarını aktaran Aksu, "Amacımız, tüm vakıflarımızın kuruluş amacına uygun, yasal çerçevede faaliyetlerini sürdürmelerini sağlamak ve toplumumuza en iyi şekilde hizmet etmelerine yardımcı olmaktır." dedi.
Aksu, vakıfları kuran, omuz veren, yöneten hayırseverlere teşekkür ederek, büyük camiayı temsilen davete icabet eden vakıf başkanlarına da teşekkür etti.