ALİ ERBAŞ
Türkiye Diyanet Vakfı (TDV) konferans salonunda gerçekleştirilen programa Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, AK Parti Genel Başkanvekili Binali Yıldırım ve eşi Semiha Yıldırım, TİKA Başkanı Serdar Çam, Ankara Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Ünüvar ile sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri katıldı. Programda TBMM Başkanı Mustafa Şentop'un gönderdiği telgraf okundu.
Programın açılışında konuşan Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Kudüs'ün evrensel bir değer olarak insanlığın buluştuğu mukaddes bir belde olduğunu ve birçok peygamberin bu kadim şehir ve çevresinde yaşadığını anımsattı.
Kudüs'ün Müslümanlar nezdinde her türlü meşakkatin göze alınarak yolculuğa değer görülen üç mabetten birinin bulunduğu yer olduğunu belirten Erbaş, Kudüs'ün dünyanın herhangi bir yerindeki herhangi bir toprak parçası olmadığını söyledi.
Müslümanlar için vazgeçilmesi asla mümkün olmayan bir anlamı bulunan Kudüs'ün sadece Filistin'de yaşayanların değil, tüm dünya Müslümanlarının ortak yurdu ve meselesi olduğunu vurgulayan Erbaş, şehre bugünkü kimliğini kazandıranların Müslümanlar olduğunu dile getirdi.
- Kudüs Müslümanların yönetimindeyken tüm inançlar özgürce yaşadı
Şehrin Müslümanların yönetiminde bulunduğu sürede tüm inançların özgürce yaşadığını, arasında anlaşmazlık yaşayan gayrimüslim grupların dahi İslam'ın adaletine başvurduğunu anlatan Erbaş, 1. Dünya Savaşı'nın ardından İslam coğrafyasının işgal edilmeye başlanmasıyla şehrin ideal vasfını kaybettiğine işaret etti.
Türkiye'nin her zaman dünyadaki tüm mazlumların yanında olduğunu anımsatan Erbaş, bulundukları her ortamda Kudüs davasını dile getirdiklerini bildirdi.
Erbaş, "Millet olarak tarih boyunca Kudüs ve Mescid-i Aksa ile gönül bağımızı hiçbir zaman koparmadık, koparamayız. Kudüs, geçmişten günümüze her müminin kalbinde müstesna bir yere sahiptir ve vazgeçilmesi asla mümkün olmayan mübarek bir beldemizdir. İstanbul, Bağdat, Şam, Mekke, Medine, Kudüs aynı hakikatin, aynı medeniyetin kardeş şehirleridir. Aynı hikayenin, aynı hüznün, aynı sevincin şehirleridir." diye konuştu.
Erbaş, belgeselin yapımında emeği geçenlere teşekkür etti.
- Kudüs'ü tanımak milli bir görevdir
Binali Yıldırım da Türkiye'nin milli kimliğinin oluşmasında coğrafyanın etkili olduğunu kaydederek, Kudüs'ün hem dini hem de milli hafızada önemli bir yeri bulunduğuna dikkati çekti.
"Kudüs'ün dününü bilmek, bugününü anlamak ve yarınını tasavvur etmek milli bir görevdir." diyen Yıldırım, dini hafızası önemli olan bu şehrin bugün "hüzünlü" olduğunu ifade etti.
İsrail'in Kudüs'ün manevi kimliğini, tarihi hafızasını tek başına sahiplenmeye çalışmasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yıldırım, şehrin çok kimlikli varlığının inkar ve ihmal edilmesinin başlıca anlaşmazlıklarla çatışmaların kaynağı olduğunu kaydetti.
Kudüs'ün insanlık tarihinin ortak mirası olduğunu, ayrım yapmadan her dinin mensubunun burada özgürce ibadetini yapabilmesi gerektiğini belirten Yıldırım, "Şehrin semalarında savaş yerine, kavga yerine barış, kardeşlik ve dayanışma çağrıları yankılanmalıdır. Mescid-i Aksa'nın avlusuna asker, polis postalları asla değmemeli ve her inanç mensubu huzur-u kalp ile ibadetini ifa etmelidir." ifadelerini kullandı.
Konuşmaların ardından "Peygamberler Şehri Kudüs" belgeselinin ilk gösterimi yapıldı. Belgeselin ilk bölümü Miraç Kandili olan 27 Şubat Pazar akşamı Diyanet TV ekranında gösterime girecek.
- 35 farklı mekanda çekimi yapıldı
Tarihi ve kutsal mekanların titiz bir çalışmayla anlatıldığı belgesel, Filistin ve Türkiye'den 15 kişilik profesyonel belgesel ekibinin 30 günlük çalışması sonucunda tamamlandı.
Yapım ekibi arasında Kudüs'e yönelik çalışmaları yürüten uzman ve akademisyenlerin de yer aldığı belgesel, 26 dakikalık 16 bölümden oluşuyor.
Yeni nesil teknolojilerle 35 farklı mekanda çekimleri yapılan belgeselde, Mescid-i Aksa imamından Kıyamet Kilisesi anahtarını elinde bulunduran aile üyelerine kadar Kudüs halkından röportajlar da yer aldı.