“(Ey Muhammed!) Kitaptan sana vahyolunanı oku, namazı da dosdoğru kıl. Çünkü namaz, insanı hayasızlıktan ve kötülükten alıkor. Allah'ı anmak (olan namaz) elbette en büyük ibadettir. Allah yaptıklarınızı biliyor." (Ankebut 29/45)
Mescid-i Nebevî!
Cihan sultanlığı verseler, değişilmez bir taşı! Zerresine zarar gelse, dinmez müminin gözyaşı!
Aklımıza düştüğünde dahi içimize dolan huzurun adıdır! Görüp de adımlamaya başlayınca, etrafımızı saran nurun kaynağıdır! İki cihanın baş tacı Allah Resul’ünden alır adını, geceyi aydınlatan ışıltısıyla Peygamber Mescidi!
Kılınan namazların en faziletlisi, Kâbe’den sonra burada eda edilendir! Zira bu mübarek mabedin ilk imamı, ilk hatibi ve vaizi Sevgili Peygamberimizdir. Bu yüzden, şu cihan-ı alemin en büyük ziyaretgahlarından, ibadethanelerinden biridir Mescid-i Nebevi! Efendimiz’in Kabr-ı Şerifi’nin de ev sahibidir!
İslam Tarihi’nin dönüm noktalarından biri olan Hicret’in akabinde Medine’de inşa edilen ve tıpkı Mescid-i Kuba gibi Efendimiz’in (S.A.S.) isteği üzerine yaptırılan Mescid-i Nebevî’nın inşaatı sırasında; Peygamberimiz de bizzat çalıştı! İşçilik yaptı. Kendisiyle beraber olan tüm müminler gibi O da Mescid-i Nebevî’ye alnının terini akıttı!